7 Haziran 2011 Salı

Seçim İzlenimleri - Malatya

Doğu’nun batısı, Batı’nın ise doğusu diye bir tanım yapılır Malatya için. Ama önemli bir geçiş noktasında bulunduğu gerçeği yadsınamaz. Bu nedenle, 17 Nisan 1978’de belediye başkanı Hamid Fendoğlu’nun, Ergenekon tarafından bombalı paketle öldürülmesi ve 18 Nisan’da önceden planlanmış provokasyonun devreye sokulmasıyla özellikle Alevi halkının kırılıp sindirilmesi, Malatya’da sola ve demokratik örgütlenmelere açık kapıların, birer birer kapatılması girişimi 12 Eylül darbesiyle pekiştirilerek sağlanmıştı.

Sistem, Türk-İslam sentezini yerleştirmekte başarılı olduğu Elazığ’ın ardından, Malatya’ya da yöneldiyse de bunu tam olarak başaramadılar. Çünkü nüfusun çoğu Kürtlerden oluşuyordu.


Ayrıca, İnönü ve Özal gibi devletin en önemli siyasi aktörlerinin memleketi olması dolayısıyla, insanlar devletten gelecek imkanların beklentisine sokulmuş ya da devletten bekleyen bir kişilik kazandırılmış insanlara.


Toplumun sistem içerisinde biçimlendirilme çalışmasının başarıldığı açıkça görülebiliyor. Bu anlamda özgürlük ve demokrasi mücadelesi, dar bir çevrede tutunmaya zorlanıyor. Halen de bu politikanın sürdürüldüğü, şehir genelinde korkunun hep canlı tutulduğu insanların yaklaşımlarından anlaşılabiliyor.

 
Samimiyseniz blok adayına oy verirsiniz

Serhat bölgesindeki seçim izlenimlerini tamamladıktan sonra, Fırat’ın hemen yanı başındaki Malatya’ya geçtim. Malatya’ya vardığım günün akşamı Hayat TV için bir panel yapılmaktaydı. Konuşmacılar bloğun bileşenlerindendi.


Panelde aldığım birkaç notu sizlerle paylaşayım: EDP İl Yöneticisi Turap Günay, “Artık kimse bize ‘solcular niye bir araya gelmiyor’ diyemez. İşte size blok, bir araya geldik. Eğer samimiyseniz bloğun adayına oy verirsiniz” dedi.


Emek Partisi İl Başkanı Necdet Bali, “Malatya, Kürtlerin yüzde 75 civarında yaşadığı bir şehirdir. Ayrıca ciddi bir oranda Alevi toplumu yaşamaktadır. Malatya’da dikkate alınması gereken bir potansiyel olduğuna inanıyorum. Adayımız, halk arasında umut verici karşılanmaktadır.”


Şavata, popüler biri. Seçim çalışmalarını izlerken, “Çok sayıda filmini beğenerek izledim, oyumu ona vereceğim,” diyenlere sıklıkla rastladım.


Balaban ve Darende’de seçim konuşmalarını MHP bayraklarının asılı olduğu seçim bürolarının yakınında yaparken, ilgiyle dinlendiğine tanık oldum. Sorduğumda, şimdiye kadar herhangi bir provokasyonun yaşanmadığı söylendi.


Malatya için doğru bir aday


Böylesi bir ortamda kabul edilebilir ve desteklenebilir bir adayın tespit edilmesi isabetli olmuş. Kani Şavata’nın giyimi, kuşamı, üslubu ve tarzı, kimilerince hafife alınıp dudak bükülmüşse de, sempatik bulanlar hiç de az değil. Şavata’nın seçim çalışmalarını izlerken, insanlara “şansı var mı?” diye sorduğumda, birçok kişiden şu cevabı aldım: “Doğru bir aday ama, iyi bir çalışma yapılmalı ve destek sunulmalıdır.”


Şavata’nın söylemleri ve davranışları halk tarafından samimiyetle karşılanıyor. Çocukları gördüğünde onlara sevgisini gösterirken, ellerini öptüğü çocuklar şaşkınlık geçiriyor. İlk bakışta popülizm yaptığı  kanısına varılabilir ama, doğası gereği böyle davrandığına inandım.


Afiş ve tanıtım broşürlerinde hemşerisi Turgut Özal’ın tüm eğilimleri ANAP’ta birleştirme selamı ve sembolü olan, iki elini başının üzerinde birleştirilmiş vaziyette çektirdiği fotoğrafı, Malatya sevdalısı Şavata’ya özgü bir tercihtir.


Bu nedenle, kendine has bir dili ve üslubu var Şavata’nın. Mikrofonlu ya da mikrofonsuz insanlara nerede hitap etmeye kalkışsa söze, “Ben Malatya’yım” diyerek başlıyor. Ardından, “Din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin, kardeşçesine!..” vurgusunu yapıyor.


Her konuşmasında sarf ettiği sözlerde, Malatya’nın toplumsal durumunu göz önünde tutan hassasiyeti görülebiliyor. Konuşmalarıyla, insanlara damardan enjekte edecek türden kelimeler de sarf ediyor. Dinleyenlerin kalbine hitap etmenin bir yolunu bulmuş olmalı ki, davranışlarındaki rahatlığı ve doğallığı samimi karşılanıyor. Çoğu zaman, seçim çalışmasında değil de, bir film setindeymişçesine benimsediği vurgulu repliklerini tekrarlıyor: “Beni adaletin terazisinin herhangi bir kefesine koysanız dahi kabul etmem, ben ancak bu terazinin ibresi olurum.” Başbakan Erdoğan’a bir filminden alıntılayıp kullandığı “Gölgede olanın gölgesi olmaz” sözüyle başladığı eleştirisini şöyle temellendiriyor: “ABD’nin gölgesinde kalarak dış politika yürütüyorsun!”


Şöyle bir seçim tahmini yapılıyor


Bir Kürt siyasetçisinden dinlediğim seçim tahmini, umut vericiydi: Yazıhan nüfusun yüzde 80’e yakını Kürtlerden oluşuyor. Bloğun adayı buradan ve Akçadağ ile Kürecik bölgesinden önemli oy alabilir. Arguvan merkezi Türklerden, köyleriyse Atma ve Narmikan aşiretinden oluşuyor; buradan yarıya yakın oy gelebilir; Alevi Türklerden bazıları oy verebilir. Hekimhan’ın da benzer bir durumu var. Kuluncak, kalabalık bir Kürt potansiyeli yaşadığı halde kısmi oy gelebilir. Doğanşehir’den biraz daha umutlu bir bekleyiş var. Yeşilyurt ilçesi ağırlıklı olarak Türklerden oluşuyor ama, birkaç mahallesiyle köylerinden belli oranda oy getirebilir. Kale ilçesi yüzde 100 Kürt’tür; fakat ulusal bilinç eksikliği barizdir. Bazen siyasi konuda zorladığınızda, “Ez Tirkim” diyebilmektedirler. Pötürge’nin yüzde 90’ı Kürt’tür ve beklenenin üzerinde oy çıkabilir.


Malatya merkezine gelirsek, doğu şehirlerinden göç eden önemli bir kitleden bahsedilebilir. Şehir nüfusu içerisinde Bingöl ve Muş’tan göç edenler dikkat çekiyor. İkinci sırayı Batman, Erzurum ve Varto’dan gelenler oluşturmaktadır.


Her geçen gün kazanma şansı artıyor


AKP’nin aday listesinde, Kürt halkını temsil edecek birinin olmaması, Kürt oylarının yönünü değiştirebilir. Görüştüğüm insanlar arasında, 6 milletvekilinden 3’ü AKP’ye gider, 2’si MHP ve CHP arasında değişebilir. 6. milletvekilinin ise bağımsız aday Şavata olacağı yönünde tahminlere oldukça çok rastladım.


Şavata’ya seçim çalışmalarının nasıl gittiğini sorduğumda, yüksek sesle konuşmalardan dolayı kısılmış sesiyle cevap verirken heyecanlıydı ve gözleri parlıyordu: “Gittiğimiz her yerde sıcak bir ilgi görüyoruz. Gezdiğimiz bütün ilçelerde miting yaptık. Malatya merkez mitingi kaldı.” Kendisi de mensubu olduğu Drejanların kökeni Yazıhan ilçesinden. Çoğu şuan Malatya’da yaşıyor. Aşiret mensupları oylarını genellikle sağ partilere vermişler. Bu oyların kendisine verilip verilmeyeceğini sorduğumda çok umutlu görünüyordu Şavata.


BDP İl Başkanı Gaffar Bayram’a kazanma şansını sorduğumda, şu cevabı verdi: “Merkezi mitingimize Ahmet Türk ya da Leyla Zana gibi etkili siyasetçiler katılırsa, şansımız artar.”


Seçim ekibinde yer alanların çoğu, yazının sonunda yer almasını istedikleri mesajları vardı, onu sizinle paylaşayım: “Artık hayal değil. Kazanmak için umutluyuz. Bütün özgürlük, demokrasi ve barış yanlılarının dayanışmalarını ve desteklerini bekliyoruz.”


Şavata ve arkadaşlarına başarı dileklerimle, seçim izlenimi yazımı bitiriyorum.

  Kani Şavata kimdir?

Çoğu insan onu Gani Rüzgar Şavata olarak biliyor ama, gerçek adı, Kani Şavata’dır. 1960 Malatya doğumlu. Çocukluğu Kızılderililer gibi at üzerinde geçti. 17 yıl piyes yazıp tiyatro sahnelerinde oynadı ve yönetti. 1978’de ‘hızlandırılmış eğitim projesi’ kapsamında, Eğitim Enstitüsü diploması aldı. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde sinema-tiyatro okuluna girip yarıda bıraktı.


1993 yılında, Yılmaz Güney’e ait “İkisi de Cesurdu” senaryosuna dayanarak çekilen “Dönüş” adlı filmi ile sinemaya adım attı. Bugüne kadar 24 sinema ve TV filminde oynadı. Bu filmlerden 18’inin senaryo ve yönetmenliğini üstlendi. En son, “Çar Çıra/Dört Çıra” adlı yeni film projesi üzerine çalışmalarını sürdürmekteydi. Birçok tiyatro ve sinema ödülleri bulunuyor. Şavata, evli ve 2 çocuk babasıdır.

Hiç yorum yok: