9 Haziran 2011 Perşembe

Rapor: Hopa'daki Olayları AKP'li Aytolan Başlattı


Artvin’in Hopa ilçesinde 31 Mayıs günü yaşanan olayların incelemek üzere 6-7 Haziran’da olay yerine giden TİHV, KESK, TTB, İHD tarafından hazırlanan rapor TİHV binasında açıklandı. Raporda olaylardan bir gün önce AKP İl Meclis üyesi Hakkı Aytolan ve kardeşinin Milliyet gazetesinde verdiği bir demecin yörede büyük gerginliğe yol açtığı kaydedildi.

Hopa’da emekli öğretmen Metin Lokumcu’un ölümü, onlarca insanın yaralanması, 30 kişinin gözaltına alınması ve 12 kişinin tutuklanması ile sonuçlanan olayları yerinde inceleyen insan hakları organizasyonları, TİHV binasında düzenledikleri basın toplantısı ile hazırlanan raporu açıkladılar.

HOPA OLAYLARINA AYTOLAN’IN BU SÖZLERİ NEDEN OLDU


6-7 Haziran günü olay yerinde incelemelerde bulunan THİV, KESK, İHD ve TTB raporunda yer alan Hopa Belediye Başbakan Turan Kasımoğlu’un beyanları olayların nasıl başladığına yönelik ipuçları veriyor. Kasımoğlu, Başbakan Erdoğan’ın Hopa halkına karşı tahammülsüzlükten kaynakladığına dikkat çekiyor. Olaylardan bir gün önce AKP Meclis üyesi Hakkı Aytolan ve kardeşi tarafından Milliyet Gazetesine yaptıkları açıklamanın olayları fitillendirdiğine işaret eden Kasımoğlu, “Açıklamada, Hopa’da yaşayan Hemşinlilerin Ermeni olduklarını ve ÖDP’li komünistler olduklarını ve CHP’ye oy verdikleri’ şeklinde konuşarak ortalığı germişlerdir” diye konuştu.

İŞTE RAHATSIZ EDEN PANKART

Başbakan Erdoğan’ın duyurduğu pankartın emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümünden önce değil sonrasında asıldığını vurgulayan Kasımoğlu, olaylardan önce gerginliğinin çıkmasına neden olan ve polisin indirmeye çalıştığı pankarta “Karadeniz’in asi çocukları suyuna ve çayına sahip çıkıyor” ifadelerinin yer aldığını söyledi. Kasımoğlu, “Güvenlik güçlerinin ve Başbakan’ın korumaları bu pankartı neden indirmeye çalıştıklarını anlamış değilim” diye konuştu.

POLİSLER OLAYLARIN BÜYÜMESİ İÇİN ÖZEL ÇABA GÖSTERDİ

Dışarıdan gelen polislerin olayların büyümesi için özel bir çaba gösterdiğini belirten Kasımoğlu, “Dışarıdan gelen polis halka sürekli küfür ediyor, tehditler yağdırıyorlardı. Hopa’da çalışan polisler durumun farkına vararak dışarıdan gelen polislerin sakin olmalarını sağlamaya çalışıyorlardı. Bu nedenle dışarıdan gelen polisler ve Hopa’da görev yapan polisler arasında gerginlikler, küfürleşmeler, yumruklaşmalar yaşanıyordu” şeklinde konuştu.

OLAYIN PLANLANDIĞI HUSUSU YALANDIR, NE MOLOTOF NE DE SOPA VARDI!

Olay sırasında Başbakan’ın ve Kaymakam’ın iddia ettiği gibi herhangi planlamış bir durumun söz konusu olmadığını altını çizen Kasımoğlu, şöyle dedi: “İnsanlar halay çekiyordu ve buna bile ciddi tahammülsüzlük vardı. Halay çekilen yer inşaat alanıdır ve orada ve orada taşların olması kadar doğal bir şey olamaz. Hele molotof ve sopa hiç yoktu. Olay çıkarmak için taş ya da şişe biriktirmek şeklinde bir şey yoktu. Gerginlik çıkınca inşaat halindeki binadan temin edilen şeylerle insanlar kendilerini savundu.”

DIŞARDAN GELEN POLİSİN KIŞKIRTMASI

Jandarmanın araya girmesiyle olaylar dinmek üzereyken polisin araçtan düşmesi, Başbakan’ın korumalarının hastane çevresinde çok fazla miktarda mermi sıkması ve biber gazı sıkılması nedeniyle ortamın yeniden gerildiğini anlatan Kasımoğlu, “Bu olaylar Hopa halkına mal edilemez burada esas provokatör AKP iktidarı ve başka ilerden getirdiği polis gücüdür” diye konuştu.

KAYMAKAM AKTAŞ: MÜDAHALE EMRİNİ BEN VERDİM VİCDANIM RAHAT

Hopa olayları için Hopa Kaymakamı Abdullah Aktaş ise “Müdahale emrini ben verdim, vicdanım rahat” diyerek, olayların Hopalılarla alakası olmadığını savunvu: “Olayların Hopa’lılarla alakası yok dışarıdan gelen ve olay çıkartmak üzere hazırlanmış birkaç kişinin provokasyonu ile olaylar başlamıştır. Müdahale kararını ben verdim, vicdanen rahatım. Çünkü olay çıkartmak için hazırlıklar yapan kitlenin tam orta yerinde yığılmış taşlar ve açılmamış soda şişeleri vardı. Bunları olay çıkartmak için önceden hazırlanmışlardı.”

HALK ABARTIYORMUŞ

Olayların polisin görmediği pankartı indirmek istemesiyle başladığını iddia eden Aktaş, “Polisler pankartı indirmek istediler ancak eli sopalı 7/8 kişi 2 polise saldırdı, yine şuanda tutuklu olan bir şahıs pankart indirilse kendimi aşağıya atarım diye bağırarak inşaatın tepesinden intihar girişimi tehdidinde bulunarak ortamı geriyordu” dedi.

Olay sırasında halktan yaralananlar olmadığını, olay sırasında dışarıdan gelen polis sayısını halkın abarttığını öne süren Aktaş, aşırı gaz kullanılmadığını da iddia etti.

İŞKENCEYE MARUZ KALAN 13 KİŞİDE AKUT STRES BOZUKLUĞU TESPİTİ

TTB MYK üyesi Hüseyin Demirdizen, İHD MYK üyesi Rıza Dalkılıç, KESK Dönem sözcüsü Mehmet Aydoğan’ın hazır bulunduğu açıklamada raporu THİV görevlilerinden Ümit Ünüvar okudu. Raporda Hopa’da 12 Eylül cuntasını aratmayacak Olağanüstü Hal yaşandığına dikkat çekildi. Adlı Tıp uzmanı, Fizik Tedavi Uzmanı, psikiyatri ve THİV hekimleri tarafından işkenceye, kötü muameleye ve kimyasal içeren gazlara maruz kalan 13 kişide akut Stres Bozukluğu tespit edildiği açıklandı.

20 ile 56 arasında değişen toplamda 10 erkek 3 kadın muayede ettiklerini anlatan Ünüvar, olaylardan 7 gün geçmesine rağmen, kaba dayağa bağlı yumuşak doku lezyonu, saç çekilmeye bağlı alopesi ( Kıl köklerine uyan kısımlarda kanamalı saç kaybı), gaz kanisteri çarpmasına bağlı yumuşak doku lezyonu tespit edildiğini aktardı.

31 Mayıs’ta maruz kaldıkları kimyasal gaza bağlı gelişen göz yaşarması, yanma, tüm vücutta yanma, baygınlık geçirme, ayağa kalkamama gibi şikayetlerle karşı karşıya kaldıklarını belirten Ünüvar, gazın kimyasal etkisine dair bulgu tespit edilemediğini aktardı.

2 EPİLEPSİ HASTASINA GÖZALTI ZULMÜ

Gözaltında 4 tutulanların arasında iki epilepsi hastası olduğuna dikkat çeken Ünüvar, “Gözaltı sürecinde sürekli kullandıkları ilaçları alamamışlar, ikisi de gözaltındayken epilepsi nöbeti geçirmiş ancak hiçbir tıbbı müdahale yapılmamış” dedi. Ruhsal olarak yaygın uyku ve problemi ve kaygı tespit edildiğini aktaran Ünüvar, psikiyatrik değerlendirmelerde 13 kişinin 6’sının herhangi bir yakınma belirtmediğini ancak diğer 7 kişinin yeni gelişen psikiyatrik semptomlarının mevcut olduğunu bildirdi. Ünüvar, 3 kişiye bu yakınmalar nedeniyle ilaç tedavisi başlatıldığını, diğer 3 kişiye ise uzun süreli psikiyatrik destek alınması önerildiğini vurguladı.

GÖZALTINA ALINAN 1 KİŞİ MENTAL RETARDEYDİ

Gözaltına alınan 20 kişinden birinin mental retardey olduğunu ifade eden Ünüvar, “Olaylarından sonra ellerinde titreme, sürekli hareketlilik, uyku bozukluğu, sık sık uyanma, kaygı, korku, ansiyete belirtileri, olayları unutamama, polis görünce kaçınma, korkma gibi akut stres bozukluğu semptomları tespit edildi” diye konuştu. Gözlenen psikiyatrik semptom profiline bakıldığında başvuranların kaygı içerikli belirtilerinin ve uyku sorunlarının ön planda olduğunun görüldüğünü belirten Ünüvar, bu profilin 31 Mayıs tarihinden itibaren Hopa’da sürmekte olan korku ve güvensizlik ortamı ile yakından ilişkisi olduğunu ifade etti.

Hiç yorum yok: