7 Haziran 2011 Salı

'Erdoğan'ın Hopa'ya gelişi 1979’un rövanşıydı'


Bağımsız sosyalist milletvekili Adayı Birsen Kaya, Başbakan Erdoğan’ın Hopa mitingini, 1979 yılının rövanşı olarak değerlendiriyor: “En son, Erbakan 1979 yılında burada miting yapmış. O mitingde de Tayyip Erdoğan, ‘genç Erdoğan’ olarak varmış. Hopa halkı, 1979 yılında da tepkisini göstermiş. Erdoğan, 1979 yenilgisinden sonra rövanşa gelmişti Hopa’ya.” Hopa’da OHAL uygulamasının hala devam ettiğine dikkat çeken Kaya, “kendi yasalarını bile uygulamadılar” eleştirisinde bulunuyor. Polis şiddetine maruz kalan Birsen Kaya, “safım ve tarafım halkımın yanıdır” diye belirtiyor.

Artvin’in Hopa ilçesinde Başbakan Erdoğan’ın mitinginin protesto edilmesiyle başlayan sürek avı devam ediyor. Şimdilik tutuklananların sayısı 12. Ancak polisin elinde gözaltı listesi olduğu biliniyor. Hopa halkı, polisin öldürdüğü Metin Lokumcu’nun yasını tutarken, diğer yandan da OHAL günlerini yaşıyor. Polisin hedefindeki bir isim de Bağımsız Sosyalist Milletvekili Adayı Birsen Kaya. Ezilenlerin Sosyalist Partisi ile kentteki devrimci demokrat siyasi parti ve demokratik kurumların desteğini alan Kaya, Lokumcu’nun cenazesi sonrası özel harekât polisleri tarafından tartaklanarak gözaltına alındı. Ancak tepki üzerine serbest bırakıldı. “Safım ve tarafım halkımın yanıdır” diyen Kaya, son yaşanan gelişmelere ilişkin sorularımıza yanıt verdi.

* Şu anda Hopa’da son durum nedir? OHAL hali devam ediyor mu?

- OHAL hali ve sürek avı devam ediyor. Köyler yine polis işgali altında. Sürekli kimlik kontrolleri yapılıyor. Bu durum tedirginlik yaratıyor. Dün gözaltına alınan arkadaşlarımızın çıkartıldığı Erzurum adliyesinin çevresinde de yoğun bir abluka vardı.

* Tutuklamalar, polis baskısı Hopa halkını nasıl etkiledi Hopa?

- Hopa halkı, Erdoğan'ın kendilerinden intikam aldığını biliyor. Hükümet, kendi koyduğu yasaları bile tanımayarak, yargı üzerinde de siyasi baskı oluşturuyor. Baskının iki boyutu var. Birincisi sokakta oluşan tepkiyi polis ve asker baskısıyla dağıtmak istiyor. İkinci olarak da hukuk alanına müdahale ediyor. Gözaltına alınan arkadaşlarımızın çıkartıldığı Erzurum Adliyesi’ne İzmir, Artvin ve Ankara barosundan başkanlar ve avukatlar geldi. Buradaki hukuksuz uygulamaları onlarda gördüler ve yorumlayamadılar. Çünkü savcılık ve mahkeme var olan yasaları uygulamadılar. Fiili bir durum yarattılar. Hükümet doğrudan bu davaya müdahale etti.

“HALKIMIN YANINDA VE SAFINDAYIM”
* Hükümetin baskısı ve polis kuşatmasının sizin seçim çalışmasına etkisi nasıl oldu?

- Erdoğan arkasında bir cenaze bıraktı. İnsanlarımız hem o cenazenin acısını yaşıyor. Hem de polisin yarattığı terörize ortamın içinde bulunuyor. Ben de bu ortamda doğal olarak Artvin ve Hopa halkının yanındayım, safındayım. Hem sokakta hem de adliyelerdeki mücadelesinde onlarla birlikteyim. İki gündür Erzurum adliyesinin önünde bekliyoruz. Çünkü burada Hopa halkı yargılanmak isteniyor.

* Seçim çalışmanız rutin faaliyetinden çıkmış durumda…

- Evet. Ben şöyle yorumluyorum: Tayyip Erdoğan, seçime kan bulaştırdı, ortamı gerdi. Buna karşı duran Hopa halkı ve onların sosyalist adayı olarak ben de artık seçim çalışmasını bu hattan yürütmeliyim. AKP hükümetinin Artvin halkına yönelik şiddetine karşı halk ile yan yana olmak durumundayım.

ERDOĞAN’IN ZİHNİYETİ BUGÜNE KADAR HOPA’DA OLAMADI
* Başbakan Erdoğan'ın protesto edilmesi büyük bir yankı uyandırdı... Hükümete karşı böyle bir tepki bekliyor muydunuz?

- Erdoğan'ın gelişinin tarihsel bir arka planı var. Erdoğan ve onun siyasal zihniyeti Hopa’da olamamış. En son, Erbakan 1979 yılında burada miting yapmış. O mitingde de Tayyip Erdoğan, ‘genç Erdoğan’ olarak varmış. Hopa halkı, 1979 yılında da tepkisini göstermiş. Erdoğan, 1979 yenilgisinden sonra rövanşa gelmişti Hopa’ya ve bu rövanş için de hazırlıklıydı. Ortamı gerdi, tedirgin etti. 14 bin nüfuslu bir yere 7 bin 500 polisiyle geldi. Hesaplı ve planlıydı.

* Erdoğan cephesinden durum böyle. Hopa halkı açısından ise geçmiş geleneklere sahip çıktığını söylemek mümkün mü?

- Tabi ki. Artvin halkı siyasi mirasını soldan alan ve bugün de kendini solda ifade eden bir halk. Demokratik hakları için mücadele etme geleneği olan bir halk. Güncel olarak da bazı özgünlükler var: Hidro-elektrik santraller halkın en fazla duyarlı olduğu bir konu. Çünkü HES’ler ile Artvin’in doğal dokusu tamamen ortadan kaldırılıyor. Diğer bir konu da ÇAYKUR’un özelleştirilmesi ve buna karşı oluşan tepkiler. Erdoğan, Hopa’ya geldiğinde yaş çay alımlarında taban fiyat belirlenmemişti. Bu da tepkinin nedenlerinden biri. ÇAYKUR’un özelleştirmesine alt yapı oluşturmak amacıyla ÇAYKUR üreticiden çay almıyor. Özel şirketler alıyor. Onlar da taban fiyat belirlenmediği için oldukça düşük fiyatlara çay alıyor. Bu da halkın tepki göstermesinin bir başka nedeni oldu. Hükümete büyük bir tepki birikmiş durumda. Başbakan'ın mitingi, dışarıdan getirilen insanlarla yapıldı. Hopa’dan tek bir katılım olmadı. Bu durum, halkın tepkisini artıran bir başka neden oldu.

ERDOĞAN KADIN DÜŞMANI
* Erdoğan, Ankara’da polis tarafından kalçası kırılan Dilşat Aktaş için “kız mıdır kadın mıdır” ifadesini kullandı. Bu sözleri duyunca ne hissetiniz?

- Bütün Türkiye biliyor ki; Erdoğan, özgürlük ve demokrasi düşmanlığının yanında aynı zamanda kadın düşmanı. Bunu da en son sarf ettiği sözle gösterdi. Dilşad arkadaşımız için ‘kadın mı kız mı’ dedikten sonra ‘söz ile uslanmayanın hakkı kötektir’ dedi. Kendi kolluk kuvvetlerinin sokakta uyguladığı işkenceyi savundu. ‘İleri demokrasi’ ya da ‘2023 projesinin’ Türkiye halklarına ne getireceğini en son Hopa’da yaşananlar ve Dilşad’a yapılanlar gösterdi.

* Bu seçimlerde ve sonrasında Artvin için değişen bir şeyler olur mu?

- Artvin ve özellikle Hopa bakımından AKP siyaset yapamaz haldedir. Hopa’nın tepkisi Türkiye’nin tepkisine dönüştü. AKP gerçeğinin, demokrasi ve özgürlükler ile perdelenmiş yüzü açığa çıktı. Perde açıldı ve gerçek görüldü. Hopa halkının gösterdiği bu gerçeği tüm Artvin halkı görecektir.

Hiç yorum yok: