7 Haziran 2011 Salı

Benim Oyum da Gerillaya...


Türkiye'de yerleşik militer sistem, öylesine bir 'bakış açısı' yaratmış ki; "yasaklı konularda" herkes kendisine 'otokontrolü' temel alan bir 'yol' seçmiş.

Entelektüeller dahi, 'ikili' konuşmalarda 'gerçek görüşlerini' dile getirirken, 'kamuoyuna' yönelik konuşma ve yazılarında 'otokontrolü' temel alıyorlar.


Bu bence çok önemli bir sorun!


Toplumun, 'asıl gerçeği' bilmesini, ona ulaşmasını engelliyor.


Bu nedenle de, 'çok az da olsa', 'sansürsüz' konuşan insanlar, herkesi çok şaşırtıyor.


Oysa o insanların çoğalması, toplumun ufkunu açacaktır.


İşte o insanlardan biri, Vedat Türkali! 93 yaşına rağmen, çekinmeden, eğilip bükülmeden, her türlü kaygıyı bir yana atmış, özgürce konuşuyor.


PKK Lideri Öcalan'a sevgilerini gönderiyor.


O'nunla konuşmak istediğini söylüyor ve oyunu gerillaya vereceğini söylüyor.


2.6.2011 günü, 'Banu Güven'le artı' programında, Vedat Türkali bence, gerçek bir entelektüel tavrı gösterdi. Bize savaşı dayatanlara, kendi uyguladıkları şiddet politikalarını gizleyenlere, savaşın tek suçunu gerillaya yükleyenlere, Kürt halkının tüm demokratik taleplerine sırt çevirenlere, bir ders verdi.


'İçinden geçenleri' söyledi.


Hiçbir sansüre yer vermeden, olanca doğallığı ile.


Vicdanın sesini, bağırarak Kürtlere duyurdu


Vedat Türkali!


Vicdan ki; bence her türlü inancın üstündedir.


Bana göre 'tanrı vicdan'dır!


İşte bende sevgili Vedat Türkali gibi vicdanımın sesini dinleyeceğim!


Oyumu gerillaya vereceğim!


Aramıza dönsünler diye...


Orada yaşlanmasınlar diye...


Siyaset yapma hakkına sahip olsunlar diye...


Aralarında çok fazla arkadaşım, müvekkilim ve sevdiğim insanlar olduğu için!


Vicdanım böyle gerektirdiği için!

Hiç yorum yok: