19 Mayıs 2011 Perşembe

Yoksulluk ve İllerin Gelişmişlikleri

 
Türkiye yeni bir genel seçim süreci yaşıyor. Siyasal partilerin aile sigortası, hilal kart, sosyal yardımlar gibi vaatleri havada uçuştukça uçuşuyor. Sen nereden vereceksin, ben daha fazla veririm, sen bu kaynağı nereden bulacaksın tartışmaları sadece meydanlarda değil, televizyonlardaki tartışma programlarına kadar yansıdı. Ortadaki somut durum ise pek tartışılmıyor. Ama ortadaki veriler ne kadar sağlıklı o da bilinmiyor. TÜİK verilerine göre açlık sınırında yaşayanların sayısı Türkiye genelinde 340 bin civarında. Yoksulluk sınırında yaşayanlar ise 12 milyon 750 bin civarında.

TÜİK’in verileri bunlar. Ama sendikaların ve bazı odaların açıkladıkları rakamlara bakıldığında ise TÜİK’in bu verilerinin çok da gerçekçi olmadığı
ortada.




Türk-iş tarafından Nisan 2011 tarihinde yapılan araştırmada 4 kişilik ailenin sağlıklı olarak beslenebilmesi için aylık gıda harcamasının 869 TL, gıda, kira vs. harcamalarını da kapsayan yoksulluk sınırının ise 2 bin 833 TL olduğu hesaplandı. TÜİK’in verilerine göre günlük 1 doların altında gıda harcaması yapan hiç kimsenin olmadığı görülmektedir. Yine geliri günlük olarak 2.15 doların altında olan 159 bin kişi, günlük 4.3 doların altında ise 3.066 milyon kişinin yaşadığı  TÜİK tarafından tespit edilmiş.


Bugün Türkiye’de asgari ücret 370 dolar civarında. Ve Türkiye’de 3.5 milyon kişinin asgari ücretle çalıştığı biliniyor. Türkiye’de ortalama aile nüfusunun 4 kişi olduğu hesaplanırsa 14 milyon  kişiyi kapsadığı görülüyor. Asgari ücret dolar cinsinden hesaplandığında ise 370 doları bir ailede 4 kişinin paylaştığı öngörüldüğünde, kişi başına gelir 2 dolar civarındadır. Bu veri bile tek başına bu gerçekliği ters yüz etmeye yeter.


Bunun yanında yine TÜİK’in verilerine göre yüzde 12 civarında işsizlik (Bu Bölge illerinde yüzde 30’lar civarında) rakamları düşünüldüğünde Türkiye’de yoksulluk ve açlık sınırında bulunanların sayısının TÜİK’in bu rakamlarının çok daha üzerinde çıkması gerekir.


2010 yılında Türkiye’de 9 milyon 444 bin yeşil kartlı bulunmaktaydı. Bunların hiçbir sosyal güvenceleri ve kendilerine ait gayrimenkulleri olmadığı varsayılmaktadır. Yoksulluğun Türkiye’nin batısından doğusuna gittikçe daha da derinleştiği görülmektedir. TÜİK’in 2010 yılı verilerine göre 9 milyon 444 bin yeşil kartlının 4 milyon 775 bini ya da bir başka deyimle yüzde 51’i Bölge’nin 22 ilinde yaşamaktadır. İşsizlik oranları TÜİK’in açıkladığı yüzde 12’ler düzeyinde olmayıp, Ticaret ve Sanayi Odaları’nın yaptığı araştırmalara göre yüzde 40’lar civarındadır. Zaten bu ülkede kayıt içi, kayıt dışı çalışanların sayısı gerçek anlamda açıklandığı zaman işsizlik oranlarının hangi boyutta olduğu kolaylıkla görülecektir. Kaldı ki sendikaların ve STK’lerin bu konuda yaptıkları araştırmalar yoksulluğun boyutunu daha da derinleştirmektedir. Diyarbakır’da Sarmaşık Derneği’nin yaptığı yoksulluk araştırmaları bu gerçeği çok daha çarpıcı olarak önümüze koymaktadır.


Karadeniz Teknik Üniversitesi İİBF Öğretim görevlileri Arş. Gör. Ezgi Baday Yıldız, Yrd. Doç. Dr. Uğur Sivri, Prof. Dr. Metin Berber tarafından  yapılan illerin gelişmişlik düzeyleri araştırması incelendiğinde, batıdan, doğuya gittikçe illerin durumlarının kötüleştiği görülmektedir. Eskiden DİE tarafından yapılan ve 2003 yılında terk edilen araştırma üzerinden 2010 yılında yapılan araştırmanın sonuç bölümünde şöyle denilmektedir. “2010 sıralamasında, 2003 yılı sıralamasına göre 36 il sıra atlamış, 30 il sıra kaybetmiş ve 15 ilin de konumu değişmemiştir. Çalışmadan elde edilen diğer bir önemli sonuç ise illerin gelişmişlik seviyeleri ile coğrafi konumları arasında önemli bir bağıntı olduğudur. Şöyle ki; sıralamanın üst seviyelerinde bulunan iller Türkiye’nin batısında yer alırken, sıralamanın alt seviyelerinde bulunan iller Türkiye’nin doğusundadır. Hatta sıralamanın sonunda yer alan illerden hiçbiri batıda bulunmazken 16 il Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndedir.”


Türkiye gelişiyor, büyüyor, milli gelirin 10 bin doları aştığı belirtiliyor. 2023 yılında kişi başına milli gelirin 25 bin doları bulacağı belirtiliyor. Fakat Türkiye geliştikçe yoksullar daha da yoksullaşıyor, alt ve üst gelir grupları arasındaki uçurum gittikçe derinleşiyor. Yine illerin gelişmişlik düzeylerinde de benzeri bir durum yaşanıyor. Ülkenin batısından doğusuna doğru gidildikçe sosyo-ekonomik göstergelerin dibe vurduğu illerin ekonomik ve sosyal açıdan gerilediği görülüyor.

Hiç yorum yok: