31 Mayıs 2011 Salı

Seçim İzlenimleri - Muş


2007 seçimleriyle 2011 seçimlerini karşılaştırdığımız zaman Muş'ta BDP'ye ilginin net bir şekilde yüzde 50 arttığı ortaya çıkmıştır

Başbakan'ın geçen gün Muş'ta yaptığı konuşmadan sonra kan kaybeden AKP'nin itibarının zayıfladığının, ciddi bir oy kaybına uğrayacağının izlenimini edindim. Dile getirilenler, toplumun çoğunluğunun düşüncesi. Muşluların BDP'ye ilgisi 2007 seçimlerine göre yüzde elli arttı. BDP'liler iki adayı da çıkaracak, ancak 3. adayı koymadıklarına hayıflanıyorlar.

Muş'ta umut büyük  


Seçim izlenimlerine başladığım Serhat bölgesinde ilk uğrağım olan Bitlis'ten Muş'a giderken yol üzeri Norşin'e de uğradım. Beş ay önceki ziyaretim esnasında yaptığım görüşmelerden aldığım bilgiler, Kürdili Gezi-Yorum sayfasında yayımlanmıştı. Bu yazıda Şeyh Masum ve Zemerxan ile ilgili bilgilerin eksik olduğunu, iki şahsın da toplumda sevilen ve sayılan kişiler olduğunu belirtmemi istediler. Böylece bunu düzeltmiş oluyoruz.


Bu düzeltmeyi yaptıktan sonra hemen Muş'a geçelim. Başbakan'ın geçen mart ayında Muş'ta yaptığı konuşmanın yankısının sonuçlarını ne olduğunu araştırmaya koyuldum. Birkaç görüşmeden sonra, AKP'nin itibarının zayıfladığını, ciddi bir oy kaybına uğrayacağının izlenimini edindim. Dile getirilenlerin, toplumun çoğunun düşüncesi olduğunu söyleyebilirim. Dinleyelim bakalım.


Kürt siyasetçi Nimet Sezgin:


2007 seçimleriyle 2011 seçimlerini karşılaştırdığımız zaman halkın BDP'ye karşı ilgisinin net bir şekilde yüzde 50 arttığı ortaya çıkmıştır. Yani son süreçte Kürt halkının özellikle kendi iradesini ortaya çıkarma, kendi kimliğine sahip çıkma noktasında büyük bir bilinç gerçekleşmiştir. Halkın ulusal bilinci net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Artık kadın, gençlik ve özellikle evinde Roj TV izleyen kesimler, son süreçte feodalite, aşiretçiliği bir tarafta bırakarak ulusal bilinçlenme etrafında kenetlenmeye yönelmiştir. Muş'ta sürecin böyle olduğunu bilseydik, 3 adayla girerdik. Her iki bağımsızın alacağı oy, AKP'nin çok ilerisinde olacaktır. 12 Haziran gecesi, ciddi bir sonuç alınacaktır.


TEMA Vakfı Muş Temsilcisi İhsan Aytemiş:
 

Böyle devam ederse, Türkiye 40 yıl sonra çöl olur. Doğanın dengesini koruma konusunda yapılan çalışmalar çok yetersizdir.

Önümüzde bir seçim var. Birçok partinin seçim vaadine baktığımızda, ekoloji adına seçim programında yer verilmediğini görüyoruz. Bu da çok ciddi bir boşluktur. İnsanın hayat kaynağı topraktır. Eğer toprak yoksa, hayat da yoktur; toprak yoksa, su da yoktur, ekmek de... Toprağıyla barışık olmayan kendisiyle de insanlarıyla da barışık değildir.


Ekosiyaset diye bir tanımlama yapıyoruz.


YSK'nin kararından sonra, toplumun çok değişik kesimlerinden çok ciddi tepkiler oluştu. BDP'nin çalışmalarına da yansıdı. Özellikle AKP ya da CHP tabanındaki insanlar da rahatsızlıklarını dile getiriyorlardı. Muş'un ilçelerinde demokratik çözüm çadırları kurulduktan sonra, çok ciddi bir örgütlenme ortaya çıktı. AKP'de daha önce yöneticilik yapan ya da encümen adayı olanlar, gelip demokratik çözüm çadırlarında nöbet tutup desteklerini sunuyorlardı. Artık AKP ile bir ilişkilerinin olmadığını, yerlerinin halkın yanı olduğunu ve özür dileyerek kendilerini çalışmalara katıyorlardı. Bunlar biraz örnektir. Çok farklı kesimler destek veriyorlar.


Muş'ta seçim iki partinin arasında geçecek. Dolayısıyla milletvekili sayısı 2-2 olacaktır.


Eğitim Sen şube başkanı Necmi Erol:


Muş bir taşra şehridir. Yani 70 yıllık Cumhuriyet tarihinde sosyoekonomik yapısı bakımından  en son sırada yer almaktadır. Son 30 yıldır çatışmalı süreç var. Bu da bölgenin kaderini belirlemektedir. Öncelikli talebimiz bu kaderin değişmesidir. İnsanların huzurlu bir yaşam sürdürmesi, yaşam standardının iyileştirilmesi gerekiyor.


Bu seçimde bütün partilerden ve bütün adaylardan anadilde eğitim talebinin karşılanmasını programlarına almaları gerektiğine inanıyoruz. Anadilde eğitim hakkı, Anayasal güvenceye alınmalıdır.  


Şuan da iktidarda olan AKP'nin bölgedeki sağlık, eğitim, ekonomik ve sosyal alandaki talepleri karşılamadığını görüyoruz. Bu nedenle toplumda bir antipatiyle karşılanmaktadır.  Blok adaylarının seçim programları, sosyal ve siyasal alanda iyi bir kanal açtığını izliyoruz ve bloğun adaylarının başarılı olmasını diliyoruz.


SES Şube başkanı Ercan Yıldırak:


AKP'nin sağlık politikası sağlıksız olmuştur. AKP'nin geçmişteki söylemlerine inanıp oyunu veren insanlarımız, sağlık alanında yaşadıkları sorunlar nedeniyle bölgemizde önceki seçimde aldıkları kadar oyu alamayacaklardır.


Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şıhmus Sinecem:


Ekonomik konulardaki zorluklarla karşı karşıyayız. Ekonominin gelişebilmesi ve istikrarın gelebilmesi için, kesinlikle siyasi sorunun çözülmesi gerekiyor. Demokratik bir adım atılmadan ekonomik sorun da çözülemez. Yatırımcı hangi bölgeye gider? Huzurlu olan bir bölgeye gider. Yatırımcı biri, istikrar olmayan bir bölgeye yatırım yapar mı? İstikrar da barışla gelebilir.

Muş'un tarım ve hayvancılığa dayalı bir ekonomisiyle, Türkiye'nin 3. büyük ovasıyla Muş'un gelişmişlik açısından iller arasında sondan birinci olması düşündürücüdür. Bölge'ler arası farklılıkların kaldırılması için, özel teşvik yasaları çıkarılıp uygulanmalıdır. Sorunun çözümü siyasidir. Seçimlerde iki parti yarışıyor. BDP'nin desteklediği bağımsız her iki aday da kazanır.


Esnaflık yapan Necmettin Gündeş:

 "Bağımsız adaylar daha sistemli bir çalışmayla 3 milletvekili bile çıkarabilirdi. AKP'nin adayları Kürtleri temsil edemez. İki bağımsız da kazanır." 

Başarı hepimizin olacak

Seçimlere tabiî ki rakiplerimizden eşit koşullarda katılmıyoruz. Rakiplerimiz, devletin bütün olanaklarını kullanarak siyaset yapıyorlar. Bizse halkımızla zor koşullarda, ekonomik olarak sıfır noktadan götürüyoruz. Rakiplerimiz gibi, iktidardan nemalanmıyoruz.  


Arkadaşlarımızla örgütlü yapılar oluşturuyoruz. İki seçim bölgemiz var: Bulanık ve Malazgirt'te Demir arkadaşımızın, Muş ve Varto ise, benim çalışma alanımdır. Halkımız kısa zamanda bizi sahiplendi. Bu destek çığ gibi büyüyecek. Hedefimiz sadece burada milletvekili çıkarmak değil, tam tersine, ulusal birliği sağlamak için halkımızın bütün kesimlerini kucaklayan ve AKP'nin 4 milletvekilinden daha büyük gücü almaktır. Halkın birlikteliği, bu doğrultudaki inançlarımızı daha da çok pekiştiriyor. Herkes, büyük bir seferberlik ruhuyla çalışıyor. Halkımıza çok çok teşekkür ediyoruz. Bu süre içerisinde eksikliklerimiz de olursa, onları da telafi edeceğiz.


Burada aşiretler var ama, burada Özgürlük ve Demokrasi Bloğun ruhuna uygun olan bir birlik de var. Kürt ruhu var, Kürdistani bir ruh var. Aşiretsel bir örgütlemesi yok ama, küçük ya da büyük aileler var. Bunlar da bizim bir gerçekliğimizdir. Siyasetimizde onlara bir öncülük asla yoktur, buna müsaade etmeyiz.

Cumhuriyetin ilk yıllarında, Kürtleri asimile etmek için buraya getirilen Terekemeler, Lazlar, Çerkezler ve Çaçanlar var. Yani burada hiçbir farklı kültürle bir sorunumuz yoktur. Hiçbir ayrım yapmadan herkese gidiyoruz. Burada Öz Muşlular denilen bir kitle var, onlara da gidiyoruz. Bu dönemde bize oy vereceklerini söylüyorlar. Bu da bizi daha çok umutlandırıyor. Kürtlerin birliği önemli ama, Kürtler dışındaki kesimlerle birlik sağlayabilmemiz de çok önemli. Geçmişte bize küfür edenlere bile gidiyoruz. Kimseye kin ve nefretle yaklaşmıyoruz. Burada bir ekip ruhuyla çalışıyoruz. Bu başarı hepimizin, halkımızın olacak.


Bu seçimde çok ciddi bir oy alacağız. AKP'nin bu halka vaat edeceği hiçbir şey yoktur. Birçok yerde halka gidemiyorlar. Gizlice çalışma yapıyorlar. İtiraf edeyim ki, Muş merkezde İlçelere giremediklerinden Muş'u kuşatma altına almışlar. İnşallah biz de Muş'u kurtarırız. Muş'a bir daha giremezler. Bunların oyunlarını boşa çıkaracağız. Kadınlarla ilgili, eğitim parası, dul parası, yetim parası gibi bir sürü fon parasıyla kadınları kuşatıyorlar. Bir başka boyutu da, hemen hemen her evin bir tarikatın yeri vardır. Kadınları örgütlüyorlar. Kadın arkadaşlarımıza da çağrımızdır: Bunlara kanmayın. Bunlar nasıl bir çalışmayı yürütüyorlarsa, kadın arkadaşlarımız da öyle bir çalışma yürütmelidirler.

 

Bizim umudumuz büyük

1959 Varto doğumluyum. Evli ve 2 çocuk babasıyım. Eczacıyım. Eczacılık mesleğini merkezi düzeyde siyasetle uğraştığımdan dolayı yürütemedim. Genel başkanlık ve en son genel başkan yardımcılığı gibi görevlerde bulundum. 2011 Mart ayında milletvekilliği aday adaylığı için görevimden istifa ettim. Eğilim yoklamasında Sırrı Sakık arkadaşımızla birlikte ilk iki sırayı almıştım. Merkezin de bu sıralamayı uygun görmesiyle birlikte adaylığımız kesinleşti. Böylece Bulanık ve Malazgirt bölgesinde faaliyet yürütmekteyim.


Kürdistan'da 1999 seçimlerinden bu yana belediye başkanları ve milletvekili aday arkadaşlarımızın yanında bulunarak gözlem yaptım. Kürtler siyasi hareketlerini ve partilerinin göstereceği adaylarını göstermesini beklemeden, onların kim olduğunu, kimliklerini sorgulamadan özgür kimlik ve demokratik özerklik süreci olduğunun bilinciyle ve duyarlılığıyla hareket ettiklerini gördüm. Bu yönüyle, seçime adaylardan da önce hazır olduklarını, dik duruşlarını, davaya sahiplenişlerini bizatihi pratik eylemselliğiyle karşılaştım. Bu bizleri daha da güçlü kılıyor. Bulanık'ta, Malazgirt'te, Demokratik Çözüm Çadırları üzerinden meşru ve haklı taleplerini dile getirmesine, bu taleplerinin sistem tarafından engelleniyor olmasına, yeri geldiğinde çadırın başlarına yıkılıyor olmasına direnişlerdeki ısrarı ve inadı gördüm. Geçmiş yıllarda AKP'nin yarattığı itibarının tükendiği gerçeğiyle bir kez daha yüzleştik. Henüz seçime hiç start vermemişken, bütün bunları görmüş olmamız büyük bir şans. Kürtlerin kendi kaderlerini belirleme ve yönetebilme becerisi potansiyeline sahip olduklarını görmek çok önemli. Bu seçimi fırsat bilerek açığa çıkan bu sinerjiyi, Türkiye'nin batı yakasına ezilenlerine, emekçilerine taşınacığına inanıyorum. Bizim umudumuz büyük.

2007'de bağımsız milletvekillerinin her biri 24 bine yakın (toplam 48 bin) oyla  kazanmışlardı. AKP ise 54 bin civarında oy almıştı. 2009  İl genel meclisi seçiminde, DTP 69 bin, AKP ise 52 bin oy almıştı. Görünen o ki, seçimin kazanabilmemiz için her bir bağımsızın Muş'ta 25-30 bin civarı oy alması gerekiyor. Ama halk artık milletvekili kazandırma hesabında değil, kendi sorununa sahip çıkma iradesini yüksek oyla göstermek istiyor.  AKP'nin Kürtler nazarındaki itibarını da düşürmek istiyor.


AKP ise, seçim hilelerine başvuracaktır. Halkımız, bununla başa çıkabilme ve sandıktan güçlü bir sonuç alma çabası içerisindedirler. Muş'ta iki bağımsız aday olarak her birimizin 40 bin civarında oy alabileceğimizi düşünüyorum.

Hiç yorum yok: