16 Mayıs 2011 Pazartesi

Bir Felaket Senaryosu!


Üç gün önce, Gençler Ölmesin Ocaklar Sönmesin Girişimi (GEOS) adına İmralı’ya gidip Öcalan’la görüştükten sonra kaygılarım daha da arttı.

Öcalan kendisi ile yaptığımız bir saatlik görüşmede, devletle üst düzeyde görüşmeler yaptığını, görüşmelerin ümit verici olduğunu, ancak kendisi ile görüşen heyetin Özal, Ecevit ve Erbakan gibi tasfiye edilebileceğini ve bunu heyete de aktardığını söyledi.

Dilerim ki bu görüşmelerden bir sonuç çıkar ve savaş yeniden patlak vermez. Ama ben görüşmelerden (bazı nedenlerle) sonuç çıkmayacağını düşünüyorum. Bence bu görüşmeler bir mutabakat sağlanmadan sonuçlanacak. Böyle olunca seçimden sonra korkunç bir iç savaş başlayacak. Artık sadece gençler değil, yetişkinler de binler, on binler halinde ölecek. Neredeyse tüm il ve ilçelerde halk birbirine girecek, evlere baskınlar düzenlenecek, devlet kurumları ve medya merkezleri bombalanacak, içeridekiler katledilecek, yollar kesilecek, medyatik kişilere karşı suikastlar yapılacak, sokaklar, alanlar birer ceset tarlasına dönüşecek. Beş ay içinde bir iç müdahale olacak, Parlamento’nun kapısına kilit vurulacak, Ergenekoncu olarak bilinen subaylar serbest bırakılacak, AKP, BDP ve MHP yöneticilerinden sağ kalanlar (başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan) Yassı Ada ya da İmralı’da hapsedilip ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılacak. Daha sonra bir dış müdahale olacak, müdahale eden dış güçler o günün şartlarına göre kendilerine uygun bir yönetimi başa geçirecek.

Bütün bunların Türk ve Kürt halkı için neye mal olacağını söylemeye gerek yok. Dediğim gibi (bu gidişatla) korkunç bir iç savaş çıkacak, bu coğrafya kan denizine dönüşecek.

Ancak hala ümit var. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MHP’yi barajda boğmak amaçlı ırkçı, militarist çıkışları derhal terk ederse ve 12 Haziran seçimlerinde beklendiği gibi tekrar iktidar olur da, seçim akşamı bir af yasası çıkarılacağını, düşünce ve örgütlenme özgürlüğü önündeki yasal engellerin kaldırılarak demokratik kanalların tümüyle açılacağını açıklarsa, bu kaçınılmaz savaş ve bu korkunç senaryo gerçekleşmez. Bir ümit de özgürlükçü Kürt ve Türk sivil siyasettedir. Sivil siyaset yarından itibaren ortaya koyacağı etkin projelerle üç ay içinde hükümeti adım atmak zorunda bırakabilir. Bunun zemini ve şartları vardır. Aksi halde gelmekte olan korkunç tehlikenin önüne ne AKP ne de başka bir güç geçebilir.

Bu felaket senaryosu bazılarınca pek komik bulunabilir, gülünüp geçilebilir. Umarım onların düşündüğü doğru çıkar, ben yanılırım. Bundan büyük bir sevinç duyarım. Çünkü Türk ya da Kürt… ölecek her insanımızla birlikte biz de ölmüş olacağız. Biz insanlarımızın öldüğü bir cehennemde yaşamak istemiyoruz. Bu coğrafya herkesin kendi kimliğiyle özgür, mutlu ve zengin olduğu bir cennete dönüşmelidir.

Yanılmış olmayı her şeyden çok istiyorum. Bu imdat çığlığımı bir saçmalık olarak kabul etseniz de lütfen bir yere not edin.

alinakmahmut@hotmail.com

Hiç yorum yok: