9 Şubat 2011 Çarşamba

Lugât-ı Tarihiyye'de Kürtler

Osmanlı arşiv ve kütüphanelerinde Kürtlerle ilgili çok fazla bilgi ve belge bulunmaktadır. Araştırmacılara bu bilgi ve belgelere ulaşma olanağı verildiğinde Kürdistan tarihinin önemli bir dönemi aydınlatılmış olacaktır. Biz de Lugât-ı Tarihiyye ve Coğrafiyye'de yer alan "Kürd" ve "Kürdistan" maddelerinin öneminden dolayı bu çalışmayı hazırladık.

Lugât-ı Tarihiyye ve Coğrafiyye'de Kürtler ve Kürdistan


Kürtler ve ülkeleri Kürdistan dört yüz yılı aşkın bir süre Osmanlı Devleti sınırları içinde kaldı. Bu uzun zaman zarfında
Kürtler, Osmanlı nüfusunu oluşturan önemli bir unsur, Kürdistan da Osmanlı'nın, İran ve Rusya sınırını oluşturan önemli bir bölge haline geldi. Osmanlı arşiv ve kütüphanelerinde Kürtlerle ilgili çok fazla bilgi ve belge bulunmaktadır. Araştırmacılara bu bilgi ve belgelere ulaşma olanağı verildiğinde Kürdistan tarihinin önemli bir dönemi aydınlatılmış olacaktır. Biz de Lugât-ı Tarihiyye ve Coğrafiyye'de yer alan "Kürd" ve "Kürdistan" maddelerinin öneminden dolayı bu çalışmayı hazırladık. 

Ahmet Rifat "Kürd" maddesinde Kürtlerin yaşadığı coğrafyanın sınırlarını belirttikten sonra, Kürt halkının özellikleri ve o günkü durumu hakkında kısaca bilgi verir. Yazar, Kürdistan maddesini ise iki başlığa ayırır. İlki Kürdistan-ı Osmânî diğeri ise Kürdistan-ı Acemî yani İran Kürdistanı'dır. Kürdistan'ın 1639 yılından itibaren bir parçası Osmanlı, diğer parçası ise Safevi Devleti'nin sınırları içinde kalmıştır. Ahmet Rifat, Kürdistan'ın her iki parçasının da coğrafi sınırlarını, yüzölçümünü ve nüfusunu belirttikten sonra yeraltı zenginlikleri ve tarım ürünleri hakkında bilgi vermiştir. Yazar, Osmanlı Kürdistanı hakkında bilgi verirken Emir Bedirhan olayından da söz etmiştir.


LUGÂT-I TARİHİYYE VE COĞRAFİYYE NEDİR?


Devlet hizmetlerinin yanı sıra ilmî çalışmalar yapan ve kaynaklarda ressam olduğu kaydedilen Ahmet Rifat Efendi, tarihe ve ahlaka dair bazı eserler kaleme almış, fakat daha çok Lugât-ı Tarihiyye ve Coğrafiyye isimli kitabı ile tanınmıştır. Bu eser, aslında meşhur şahıs ve müelliflerin biyografileri, önemli olaylar, tarih boyunca kurulmuş olan devletler, milletler ve belli başlı şehirlerin tarihleri ve coğrafi özellikleri hakkında alfabetik olarak sıralanmış maddeler halinde bilgiler vermektedir. Bu yönüyle bir tarih ve coğrafya sözlüğü olarak değerlendirilse de öteki ilim dallarına dair pek çok bilgiyi de içermesi bakımından genel bir ansiklopedi niteliği de taşımaktadır. Eser, ilk iki cildi H.1299 / M.1881, son beş cildi ise H.1300 / M.1882 tarihlerinde olmak üzere, yedi cilt halinde İstanbul'da basılmıştır. (Özcan, 1989: 130)


Lugât-ı Tarihiyye ve Coğrafiyye'de verilen bilgiler önemli olmakla birlikte bilgilerde yanlışlık ve eksiklikler olabilir. Bilhassa yazarın verdiği nüfus bilgileri başka kaynaklarla karşılaştırılmalıdır. Ahmet Rifat, Osmanlı Kürdistanı'nın nüfusunu tahminen üç yüz elli bin olarak veriyor. Bu sayı Osmanlı Devleti'ndeki Kürtlerin nüfusundan çok uzaktır. Bu durum yazarın Kürdistan tanımından da kaynaklanıyor olabilir. Başka kaynaklarda Osmanlı'daki Kürt nüfusunun bir milyonun üstünde olduğu belirtilmektedir. Örneğin Şemseddin Sami, Kâmûsu'l-a'lâm adlı eserinin "Kürdistan" maddesinde, Kürt nüfusun tahminen iki buçuk milyona yakın olduğunu ve bunun bir buçuk milyonunun Osmanlı ülkesinde yaşadığını ifade eder (Şemseddin Sami, 1896: 3840).  Örnek olarak 1897 yılında Osmanlı nüfusunun "milliyet itibariyle tasnifi" şu şekildedir (Eldem, 1994:16):


RESİMLİ VE HARİTALI COĞRAFYA-YI OSMÂNÎ


Nüfus sayımının yapıldığı devirdeki kitle iletişim araçlarının zayıflığı, halkın, devlet vergi ister korkusuyla sayımdan çekinmesi, Kürdistan coğrafyasının yer yer çok sarp ve engebeli olması, Kürtlerin önemli bir kısmının yerleşik değil göçebe halde yaşıyor olması gibi etkenler göz önünde bulundurulduğunda bizce bu rakam dahi eksiktir. Bu iddiamızı kuvvetlendiren de yine Osmanlı devrinde yazılmış bir coğrafya kitabıdır.


Safvet (Geylangil), Resimli ve Haritalı Coğrafya-yı Osmânî adlı eserinde Kürtlerle ilgili bilgi verirken nüfuslarına da değiniyor:


"Asya-yı Osmânînin husûsiyle Anatolinin (Anadolu'nun) cihet-i şarkiyesinde (Doğu tarafında) yüksek dağlarla muhât (çevrili) arazi ve yaylalar üzerinde yayılmış olan Kürdler, ekser aşîret halinde yaşamakdadırlar. Mikdârları 2,5 milyon raddesinde tahmîn edilmekde ise de bunların da üç milyondan fazla olduğunda şübhe yoktur. Bu kavim dahi kendine mahsûs baz(ı) âdât ve i'tikâdâta mâlikdir. Şecâ'atleri (yiğitlikleri) meşhûrdur. Ata binicilikde ve silâh isti'mâlinde (kullanmada) mahâretleri vardır." (Safvet, 1331 / 1915: 5)


MİKDAT BEDİRHAN'A GÖRE


Kürt nüfusuyla ilgili son olarak bir Kürt aydınının da görüşlerini aktarıp bu bahsi bitireceğiz. 22 Nisan 1898'de ilk Kürt gazetesi Kurdistan'ı, Kahire'de çıkaran Mikdat Midhat Bedirhan, gazetenin ilk sayısıyla beraber bazı kişilere Fransızca bir kart gönderir. Kartın ikinci paragrafında şöyle der: "Ulusum, Kürt ulusu, bugün Küçük Asya'da çok eski bir dil konuşan toplam altı milyondan fazla nüfusa sahiptir." (Fransızcadan çeviren ve aktaran: Malmîsanij, 2009: 116). Mikdat Midhat Bedirhan'ın verdiği bu rakam belli ki Osmanlı Kürdistanı-İran Kürdistanı ayrımı yapılmaksızın Kürtlerin genel nüfusudur.


'Kürd' ve 'Kürdistan' maddeleri


Lugât-ı Tarihiyye ve Coğrafiyye'deki "Kürd" ve "Kürdistan" maddeleri aşağıdadır. Bugün için anlamı bilinmeyen veya açıklanmaya muhtaç kelimelerin yanına parantez içinde günümüz karşılıkları eklenmiştir. Maddelerin eserin hangi cildinde ve sayfasında yer aldıkları da maddelerin sonunda parantez içinde gösterilmiştir.


KÜRD


Asyâda bir kavim olub Diclenin şarkında vâki' (bulunan) dağlarda ve Vân ve Rûmiye (Urmiye) göllerinin cenûbunda (güneyinde) sâkindirler. Memleketlerine kendi nâmlarına (isimlerine) nisbetle 'Kürdistan' tesmiye olunur  (ismi verilir). Bunlar çabuk ve şecî' (cesur) olmakla beraber herbâr (daima) hür yaşarlar. El-yevm (bugün) Kürdlerin bir kısmı Osmânlı ve kısmı diğeri Aceme tâbi' olarak ekseriyâ (çoğunlukla) Sünniyü'l-mezheb (Sünni mezhebi) ve bazıları Şiî ve Nastûrîdir. Bunlar kadîm Keldânî ve Partlara mensûb zann olunur. (c.6, s.77)


KÜRDİSTAN-I OSMÂNÎ


Ermenistan, el-Cezîre (Mezopotamya), Irâk-ı Arab (Bağdat'tan Basra'ya kadar olan bölge) ve Acemistan beynindedir (arasındadır). Şehrizor ve Mûsul vilâyetleriyle Bağdâd vilâyetinin bir kısmını teşkîl eder. Tûlen (uzunlukça) üç yüz seksen, arzen (ence) dört yüz kilometro ittisa'ında (genişliğinde) olub mürtefi' (yüksek) dağları ve mahsûldâr (verimli) vâdîleri hâvîdir (içerir). Mahsûlât-ı arziyyesi (tarım ürünleri) pirinç, buğday, arpa, susam, yemiş, tütün, pamuk, mazı; kudret-i havası ve ma'denleri kükürt ve şap misillü (gibi) şeylerden ibâretdir. Ve üç yüz elli bin tahmîn olunan ahâlîsi eğerçi (her ne kadar) ekseriyâ cehl û nâdânî (cehalet ve bilgisizlik) içinde ve hâl-i bedevîde (bedevi yani göçebe halde) müte'ayyiş (yaşıyor) iseler de şecâ'at ve kanâ'at ve mihmân-nüvâzlıklarına (misafirperverliklerine) diyecek yokdur.  Sultân Selîm-i Evvel (Yavuz, Sultan 1. Selim) hazretleri Îrân seferinden sonra Kürdistanın dahi Devlet-i Aliyyeye (Osmanlı Devleti'ne) iltihâkını (katılmasını) arzu eylediğinden Dersaadetde (İstanbul'da) bulunan meşhûr İdrîs-i Bidlîsî hazretlerini M.1515/H.921 târîhinde Kürdistan ümerâsına (mirlerine) gönderüb mûmâ-ileyh (adı geçen yani İdris-i
Bitlisî) zaten Sünniyü'l-mezheb olan yirmi, otuz kadar kabâil-i Ekrâdı (Kürt kabilelerini) nesâyih-i müessere (tesirli nasihatler) ile celb (tarafına çekme) ve Şâh İsmâil aleyhine teşvîk eylediğine binâen (etmesi üzerine) kabâil-i mezkûre (adı geçen kabileler) memleketlerini Acemlerden harben (savaşla) tahlîs (kurtarma) ve Devlet-i Aliyyeye ilticâ eylediler (katıldılar). Yalnız Diyârbekir ciheti biraz harb ile alınmışdır.

Kürdler bir aralık Devlet-i Aliyyenin bazı tekâlifini (vergilerini) kabûlde tereddüd eylediklerinden M.1845/H.1262 târîhinde Müşîr Osmân Paşa epeyce bir kuvvet ile Kürdistana gönderilmiş idi. Mûmâ-ileyh biraz tazyîk (baskı, sıkıştırma) ve ufak tefek muhârebelerden sonra birinci reîsleri Bedirhân Begi müte'allikâtıyla (akrabalarıyla) beraber tutub Dersaadete göndermekle o tereddüd dahi bertaraf oldu. Ve mîr-i mûmâ-ileyh (adı geçen mir yani Bedirhan Beg) ve müte'allikâtı maaş tahsîsiyle memâlik-i sâire-i Devlet-i Aliyyede (Osmanlı Devletinin çeşitli yerlerinde) iskân edildi (yerleştirildi).  (c.6, s.77)


Kürdistan-ı Acemî: Acemistanda Azerbâycân (İran'ın kuzeyinde bir eyalet), Irâk-ı Acem (İran'ın Kuzeybatı bölgesi), Hûzistan (Orta İran'ın batı tarafında bir eyalet) ve Kürdistan-ı Osmânî ile tahdîd olunur (sınırlanır) bir eyâlettir. Tûlen üç yüz yetmiş, arzen iki yüz yirmi beş kilometro ittisâ'ında ve dört yüz bin nüfûsu hâvî olub makarrı Kirmânşâhdır. Yüksek dağları ve geniş vadileri varsa da Kirmânşâh sahrasından mâ'adâ (başka) mahalleri zirâ'ata sâlih (uygun) değildir.  (c.6, s.78)


Kürdoloji Çalışmaları Grubu Üyesi  


Kaynakça


AHMET RIFAT, 2004. Lügât-i Tarihiyye ve Coğrafiyye  (Tıpkıbasım- Facsimile). Ankara: Keygar Neşriyat.
DEVELLİOĞLU, Ferit. 2005. Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat. Ankara: Aydın Kitabevi.
ELDEM, Vedat. 1994. Osmanlı İmparatorluğu'nun İktisadi Şartları Üzerine Bir Tetkik. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.
Ferhenga Yekbûn, www.yekbun.com
KANAR, Mehmet.  2008. Osmanlı Türkçesi Sözlüğü. İstanbul: Say Yayınları.
MALMÎSANİJ.  2009. İlk Kürt Gazetesi Kurdistan'ı Yayımlayan Abdurrahman Bedirhan  (1868-1936). İstanbul: Vate Yayınları.
Safvet [GEYLANGİL].  1331/1915. Resimli ve Haritalı Coğrafya-yı Osmânî. 2. Sene, 3. Baskı. İstanbul: Selanik Matbaası.
Şemseddin Sami.  1896.  Kâmûsu'l-a'lâm. İstanbul: Cilt: 5, s. 3840.

Hiç yorum yok: