16 Aralık 2010 Perşembe

Yeşil Sermayeden TÜSİAD’a Komplo!


AKP iktidarıyla birlikte güçlendirilen MÜSİAD’ın bu girişimlerle giderek TÜSİAD’a alternatifleştirilmeye çalışıldığı görülmektedir.

Türkiye giderek sermayesiyle işgal ettiği Güney Kürdistan’da daha da güçlenirken aynı anda sermaye grupları garip bir çatışma içerisinde!

Bölgesel ve küresel düzeyde ticari ilişkilerin hızlandırıldığı bir süreçte önce El Irakiye (Ayad Allavi) üzerinden Sünni kemerin Bağdat’ta iktidar olması için çırpınan Türkiye birinci plan gerçekleşmeyince her ihtimalde Irak Hükümetinin kurulmasına razı oldu.

Türkiye savaş sonrası enkaza dönmüş bir ülkenin inşası için acele etmektedir nitekim Sünni bir yönetimin oluşması birincil tercihi olduğu gibi acilen hükümetin kurulma gereksinimi de ‘’her durumdan vaziyet çıkarma’’ anlayışıyla en acil tercihi olmuştur.

Aylar sonrasında kurulan hükümette bölgesel düzeyde önce İran mezhepsel ve arka plandaki bu savaşın isimsiz kahramanı olmuştur. Türkiye ise durumdan çıkaracağı vazifeyle büyük bir ekonomik rant sağlayacağından bu savaşı kazanan ikinci ülke olmuştur.

Şimdiden Basra’dan Türkiye’ye gelen birçok ekonomik teklifin yanı sıra Musul’da 20 bin konutun yapımı için Türkiye’ye iş teklifi verilmiştir.

Şüphesiz Türkiye bölgede yaşanan gelişmeleri böyle karşılarken bölgeye birçok iç çelişkisini de beraberinde getireceği açıktır. Ortaya çıkan 10 milyarlarca dolar rantın TÜSİAD ve MÜSİAD’ın şimdiden kızıştırdığı gelen bilgiler arasında...

 Güney Kürdistan Bölge Başkanının Haziran ayında Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında TÜSİAD’ı bölgeye davet etmişti. TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner her ne kadar güvenlik konusunda kaygılı olsa da Kürt yönetiminin Türkiye ile ilişki geliştirilmesine sıcak bakmıştır. Güney Kürdistan’ın kendileri için önemli bir pazar olduğunu düşünen Boyner’in sevinci kursağında kalmıştır.

Bölge Başkanının ziyaretinden hemen sonra 29 Haziran gününde Devlet Bakanı Zafer Çağlayan çok seri davranarak 148 Yeşil Sermayeciyi alarak Hewler’e gelmişti. AKP iktidarıyla birlikte güçlendirilen MÜSİAD’ın bu girişimlerle giderek TÜSİAD’a alternatifleştirilmeye çalışıldığı görülmektedir.

Her ne kadar TÜSİAD’ın bazı üyelerinin Güneydeki petrol işletiminde payı olsa da TÜSİAD; ‘’TÜSİAD International’’çatısı altında Irak Çalışma Grubu’nu kurarak 14 Ekim 2010 tarihinde 3 yıl içinde 20 Milyar dolara çıkartılması planlanan Hewler-Ankara ticari ilişkisinden faydalanmak istedi.

Ne var ki Güneyde giderek kurumsallaşan Yeşil Sermayenin ilginç bir tuzağıyla karşılaştı: Ziyaretten iki gün önce KDP’nin istihbarat’ı ‘PARASTİN’ kırmızı alarm vererek ‘’bölgenin ekonomik gelişimini hazmedemeyen bazı güçlerin bombalı saldırı hazırlığı içinde olduğunu’’ söylüyorlardı.

Hedef gösterilen yatırımcı ve ticari alan olurken ima edilen ise son dönemde Güneyin paravan örgütü haline gelen Ensar El İslam örgütüydü. Hatırlanacağı gibi gazeteci Serdeşt Osman cinayetinde bu örgüt suçlanmış örgüt kaynakları bu cinayeti ret etmişlerdi. Zaten ABD müdahalesinden bu yana Güneyde yaklaşık 4-5 büyük çapta saldırı olmuş, bu saldırıların önemli bir kısmının Türkiye ve Suriye ile ilişkisi olduğu ortaya çıkmıştı. Ensar El İslam ise İran’a yakınlığıyla biliniyordu. Yani Kürtlerin İran ile gizlice Şiilerle ortak kuracakları hükümeti tartıştıkları yerde İran’ın bunu yaptırtması da mantıklı değildi.

Bu yöntemle TÜSİAD ziyareti belirsiz bir tarihe ertelendi ve Yeşil Sermaye tekrardan Güney pazarına dikte edildi.

Bilgi edindiğimiz kaynaklar bu oyunun MÜSİAD tarafından gerçekleştirildiği ve Güneyli bazı güçlerin direk ve dolaylı olarak kullanıldığını söylüyor.

‘’Eksen Kayması’’ yaygarasıyla her gün dünyanın bir köşesinde güya İsrail’e çatan AKP’nin aksine savaş artıkları içinde nasıl bir savaş vereceği doğrusu merak konusudur.

Ozan Erdem

Hiç yorum yok: