19 Ekim 2010 Salı

Türk Irkçılığının Yeni Versiyonu: Fethullah Gülen Hoca Efendi-2

Türk ve Kürt toplumu içersinde bir Fenommen olarak lanse edilen , hoşgürü, barış, sosyal-adaletin temel unsuru, baskı ve zülme karşı ermiş çağdaş dinsel bir filozof konuma eriştirilen Fethullah Gülen Hoca Efendi, gerçekten bu pozisyonu hakkediyor mu? Amerika’ da sürgün adı altında tutulan, gizemli bir fenommen konuma getirilen bu şahıs,gerçekten bu önvanı hakkediyor mu yoksa bir robot ve sistemin toplum içersindeki kukla-işbirlikçi manipülasyoncusu mu?
Kim bu fethullah Gülen Hoca efendi; Abant toplantıları ile Kurdistan halkına şirin gösterilen, Kurdistan' ın Kuzey ve Güneyinde devasa eğitim kurumları bulunan dev bir medya ordusunu yöneten triliyonlara varan bir sermayeye sahip olan Ferhullah Gülen Hoca efendi, kendi anlatımı ile kökleri Bitlis Ahlat kazasindan, Ataları, vukubulan bir kan davasından dolayı Ahlat’ tan Erzuruma kaçan ve kendisi de 27 Nisan 1941 yılında Erzurum’ un Pasinler kazasında doğan bir Kürt! Kendisi bu kimliğini red eden biri. Nasıl ki Türk devletinin Başbakanı Ecevit dedesinin mezar taşında Kurdizade Mustafa taşını kaldırıp çöpe attıysa, Fethullah Gülen Hoca Efendi’ de yörede Kürt olarak bilinen atalarını bir kalemde Türkleştiriyor. 23. 11. 2006 tarihinde Cumhuriyet gazatesi yazarlarından Oral Çalışlar ile yaptığı röpotajda şunları belirtiyor;

    Oral Çalışlar: Anılarınızda ‘’İlk zamanlar Said Nursi Kürt olduğunu öğrenince ondan uzak durdum’’ diyorsunuz. Sizde Ahlatlısınız ve bu yönü ile Kürt kökenlisiniz. Zaten anılarınızda, dedenize ‘’Kürt’’ lakabı takıldığını söylüyorsunuz.
Fethullah Gülen: İsterseniz, bu sorunuzun cevabına sonundan başlayalım. Öncellikle dedeme Kürt ve Kurt denilmesi tamamen o yöreye ait bir yakıştırmadır...Zaten Ahlat merkezi ( bir makalesinde dedelerinin köyde yaşadığını belirtiyor), özbe öz Türktür. Said Nursi ile ilgili mülahazama gelince, bu da supjektif bir meseledir. Her Erzurumlu gibi bende de milliyetçiliğin tesiri olmuş olabilir.

    Fethullah Gülen Hoca Efendi, kendi soyunu inkar edip kendisini soysuzlaştırıyorsa bu onun kendi sorunu ama devşirilmiş Türkleşmiş bu şahsın ilgi alanı Kurdistan ve Kurdistan’ lı körpe beyinlerin yeniçeri ocakları benzeri, Kürt çocuklarını Türkleştirip, soyuna düşman etme planları olunca, her Kürt gibi bu da benim sorunumdur.

    Fethullah Gülen TSK baskı ve zülümden dolayı, Türkiye’ yi terk etmek zorunda kaldığı propağandası beyinlere kazınıyor. Hümanist ve büyük bir deha-filozof olarak Kürt halkına lanse ediliyor ve buna bir kesim Kürt’lerde aracı oluyor. Bir kez, Fethullah Gülen Hoca Efendi TSK tarafından istenmeyen, öldürülmeye çalışılan, suikast düzenilmek istenilen bir kişi demegojisi büyük bir yalan. Verdiği Vaazlerde hiçkira hiçkıra ağlayan, gözşayıları seller oluşturan Fethullah Gülen, kendi ifadesi ile yaptığı bütün çalışmaları TSK’ nin bilgi, onayi ve yönlendirmesi ile gerçekleştiriyor.

    Kurdistan ve Türkiye’ de Abant toplantıları ve Dinler arası höşgörünün mimari olarak lanse edilen Fethullah Gülen Hoca Efendi, ilk çalışmalarını Nurcular olarak tanınan Yeni Asya grubu ve Mehmet Kutlular birlikte yürütüyor. 12 eylül darbesinden sonra bu gruptan kopup ( Bazı kesipler, Mehmet Kutlular ekipi, Fethullah Gülen keramet sahibi olduğu şeklinde fısıltılar yayınlatmasından dolayı ekipten atıldığı söyleniyor) 12 eylül cuntası ile çalışmaya başlıyor. 12 Eylül anayasının kabulu için evet oyu verilmesi gerektiği şeklinde propağandalar yapıyor.

    Dinler arası höşgürü, Türkçülüğün gelişmesi, Kürt’ lerin asimile edilmesi için, Kurdistan’ da okul-burs-okuma salonlarıın açılması, Abant toplantıları....vs’ lerin düzenlenilmesi TSK’ nin kontrol ve yönlendirmesi altında olduğunu kendisi açık bir şekilde ifade ediyor.

    Fethullah Gülen Cumhuriyet gazetesinde yapmış olduğu rapörtajda: ‘’ Ben devletimize rağmen hiç bir şey yapmadım, rahmetli Özal ve Tansu Çiller destekledi, Sayın Demirel, Sayin Hikmet Çetin destek verdi, katkıda bulundular. Beni kimin tehdit gibi gördüğünü bilmiyorum. Ülkenin Cumhurbaşkanından başlayarak kimse öyle görmüyor. Başbakanlarda öyle görmüyor, Parti liderleride de öyle görmüyor....

    Fethullah Gülen, Askerlerle olan ilişkilerinin ne kadar rahat olduğu yaptığı bütün faaliyet ve planları önceden Askerlere gönderdiği onların onayını aldıktan sonra girişimdelerde bulunduğu açık.

    Fethullah Gülen:’’ Patrik hazretleriyle bir görüşme yapmam sözkonusu olmuştu, kendisinin Heybeliada Ruhban Okulu’ nun yeniden açılması için siyasiler nezdindeki görüşmelere destek vermemi isteyeceğini biliyordum. Karşılık olarak Selanik’te Atatürk adına bir lise açılmasına izin verilmesini sağlamasını istemeyi düşündüm. Bu düşüncemi MGK genel sekreteri Kılıç Paşaya( MGK genel sekreteri olan İlhan Kılıç Hava kuvvetleri komutanı ve 28 Şubat muhtırasının mimarlarından) illetim, yerinde bulmaları üzerine Patrik hazretlerine yansıttım. Ama netice alınamadı.

    İslamiyeti rehber edinen, insanlık ve islamiyet için çalıştığını iddia eden bu Fethullah Gülen, Rafizi ve din karşıtı olan ve müslünlarca lanetlenen Atatürk' ü düşmanlarının kalbine bir hançer gibi sokmaya çalışacak kadar Atatürkçü....

Devam edecek.....

Hiç yorum yok: