20 Eylül 2010 Pazartesi

Kürdü inkar eden kafirdir!..

 Kafir kelimesi Kur'an-ı Kerim'de bir şeyin üzerini örtmek, o şeyin gerçekliğini inkar etmek anlamına gelmektedir. Bu bağlamda var olan bir hakikati inkar, İslam anlayışına göre kafir yapar insanı. Kafir-inkarcı bir insanın da diyebiliriz ki diğer bütün ibadetleri, katıldığı dinsel ritüeller boşunadır. Çünkü en temel bir konuda ilahi olan dairenin dışına çıkmıştır bir kere... İstediği kadar tapınsın, garip şekillere bürünsün, dualar etsin Tanrı'nın nezdinde bu eylemlerinin hiçbir kıymeti harbiyesi kalmamıştır artık.
 
Burada 'dinin özünün yitirilmiş, salt bayağı bir şekilciliğe indirgenmiş olması' gerçekliğiyle karşı karşıya
yız.

Ki bu öz adalet, ihsan, merhamet, hak, hukuk ve özgürlükler gibi yüce insani değerlerdir.

Günümüz Müslümanları'nın yaşam tarzlarına baktığımızda, yukarıda değindiğim çelişkinin yaşanmakta olduğunu tüm çıplaklığı ile net bir biçimde görmekteyiz.

En basitinden bir kavmin-ırkın varlığını inkar ettiklerini ve dinin asli unsurları olan ahlaki-insani değerlerini (adalet, ihsan vb.) gözetmediklerini, ancak dinsel ritüelleri, ibadetleri çok titiz bir biçimde uyguladıklarını ve bu içerikten-özden yoksun şekilci uygulamaların onlar tarafından çokça önemsendiğini gözlemlemekteyiz.

Yani ibadetlerini aksatmayan kalın enseli-göbekli yığınla 'kafir (inkarcı)' Müslüman-dindar kimliği ile ortalarda dolaşmaktadır.

Allah'ın kutsal kitabında Hucurat Suresi'nde 'Sizi kavimler halinde yarattık, ta ki birbirinizi tanıyasınız' şeklindeki ayetine rağmen Allah'ın yarattığı bir kavmi yok sayan ve yok saymakla da kalmayıp her türlü imkanlarını onları asimile-imha etmek için seferber eden Türk-İslamcı, Arap-İslamcı, Fars-İslamcı nice kafir, Kürt kavminin varlığını yüzyıllardır inkar etmekte ve inkar-asimile etme sürecinde de, kendilerine benzettikleri (kendilerine özgü faşizmleri ile dini kaynaştırarak, ki faşizm ile dinin izdivacından ne idüğü belirsiz piç bir zihniyet doğar!..) bu yüce dini de bu amaçları doğrultusunda kullanmaktadırlar.

Camiler şekilden öteye geçmeyen anlamsız hareketlerden ibaret ibadetlerini büyük bir coşku ve orgazm hali içinde ifa etme amacıyla inkarcı (kafir)larla dolup taşmakta ve bu kutsal mabetler gerçekte birer vicdansız-faşist ve de fazlasıyla zalim olan bu insanlar için, bir çeşit içsel rahatlama-vicdanlarını temize çıkarma yerleri ve her türden zalimane eylemlerini meşru kılan ve bu şekilde onları rahatlatan mekanlara dönüşmüş durumda bugün.

Namaz kılıyorsan, oruç tutuyorsan, cumaya gidiyorsan... Senin işin tamam... Sen cennetliksin. Kürdü inkar, işçi-kadın-çocuk- haklarını ihlal, bir ırkın üstünlüğüne olan inanç (Türklük-Farslık-Araplık) mı?.. Sen rahat ol!

Yok bunların hiçbirinin önemi canım, cemaat evlerinde maklubenizi yemeye ve tarikat dergahlarında kendinizden sizi geçiren zikir ayinlerinizin keyfini çıkarmaya bakın siz..

İlgilenmeyin Kürdün maruz kaldığı zülüm ve inkar politikasıyla... Hem büyük üstad siyasete lanet etmemiş mi canım?.. Siz uzak durun siyasetten ve şeytan işi sanattan, felsefeden... Yerinize ağabeyleriniz, cemaat liderleriniz ve tarikat şeyhleriniz düşünür ve bir karara varırlar... Siz rahat rahat uyuyun... Uyurken günün son anlarında bile düşünce denen tehlikeli-şeytani aygıt sizi yakalamasın ve rahatsız etmesin diye, cemaat liderinizin veya tarikat şeyhiniz olan yüce şahsiyetlerin görüntülerini canlandırıp alınlarının ortasına öyle bir şekilde odaklanın ki, alınlarının ortasından çıkacak olan nur sizi etkisi altına alıp uyuştursun zihninizi... Ha bu arada merak etmeyin zihinleriniz bu vecd haliyle (yüksek doz afyonun etkisiyle) uyuşukken, sizin yerinize cemaat imamınız veya tarikat şeyhiniz kafa yorar hayatla ilgili problemlere...

Ne güzel ya!.. Ne hoş bir ruh hali!.. Gerçekten burada Nietzsche'nin 'mutlu olmak istiyorsanız, gidin bir manastıra kapanın' mealindeki sözlerine katılmamak elde değil...

İşte yığınları, bu şekilde kanlarına girip dini doz doz vererek (devrimci unsurları budanmış ve insanları pasifize eden bir yapıya dönüştürülmüş dini) kandırıyorlar dostlar...

Sözüm ona dindar olan bu cemaat ve tarikat önderleri gerçekte birer kafir/inkarcıdırlar.

Bunlar için Allah'ın bir ayeti olarak var olan Kürt kavmi kart-kurttan gelmedir... Onlar dağlı Türklerdir... Öyle diyor ya koca ilahiyatçıları Prof. Markalı Mehmet Bayraktar hazretleri... O faşist-kavmiyetçi zihin dünyalarında Kürtler Türklerin hep bir şeyi ya!..

Evet haykırıyorum onlara 'behey Kürdü inkar eden Müslüman Türk-Arap ve Fars kafirler' diye... İnandıklarını iddia ettikleri ilahlarının ayetini kendime dayanak göstererek!..

Ve son olarak... İstediğiniz kadar tapının ve ayinler düzenleyin... Mevlütler verin, oruç tutun, namaz kılın, inceltin bıyıklarınızı... Uzatın sakallarınızı... Cübbeler giyinin... Örtün oranızı buranızı... (gerçek dindarları tenzih ettiğimi ve önlerinde saygıyla eğildiğimi özellikle belirtme gereği duyuyorum) sizler yüce Mevla'nın nezdinde kafirler/inkarcılar güruhundansınız...

Ve sürekli insanları korkutmak için dilinizden düşürmediğiniz cehennem sizler için var!..

Düşünce ve merhamet ile!..

Yıldırım DENİZ

Hiç yorum yok: