21 Eylül 2010 Salı

İspanya'da Özerklik Nasıl Uygulanıyor - 2



Meclis karar almalı

Meclis'e 'Kürt sorununda inisiyatif al' çağrıları yapılırken, Basklı tarihçi Manuel Martorell ETA ve hükümet görüşmelerinin İspanya Parlamentosu'nun kararıyla başladığını söyledi

ANADİLDE EĞİTİM

Tarihçi ve gazeteci olan Martorell, İspanya'daki özerkliği Günlük'e anlattı. İspanya'nın 17 özerk yönetimden oluştuğunu belirten Martorell, 'Özerk bölgelerin kendi meclisleri, yargı sistemleri, polis güçleri, bayrakları ve çift resmi dilleri var. Özerk bölgelerde herkes kendi anadiliyle eğitim yapıyor' dedi.

KARAR MECLİS'TEN

'Devlet, Öcalan ile görüştü' tartışmaları üzerine kıyametler koparıladursun, Martorell, 'ETA'nın silahsızlandırılması ve militanlarının yasal sürece dahil olması' için Zapareto hükümetinin Meclis'ten karar çıkarttığına dikkat çekti. Martorell, tutuklu ETA'lıların durumunun görüşmelerin en kritik konusunu olduğuna işaret etti.

Meclis ETA ile görüşme kararı aldı

Basklı tarihçi ve gazeteci Manuel Martorell ile yaptığımız röportajın ikinci bölümünde Kürt sorunuyla benzerlikler taşıyan İspanya'daki Bask, Katalonya, Galiçya sorunlarının nasıl bir çözüme kavuşturulduğunu, Bask bölgesinin bağımsızlığı için mücadele eden ETA ile İspanya hükümetleri arasında, ateşkes, silahsızlanma ve Bask sorununun çözümü konularında yapılan görüşmelerin nasıl başladığını, bu görüşmelere kimlerin arabuluculuk yaptığını ve Başbakan Zapatero'nun, ETA ile doğrudan görüşmeler yapılması konusunda Meclis'ten nasıl karar aldığını konuştuk. İspanya Meclisi'nden çıkarılan karar sonrası ateşkes ilan eden ETA, görüşmeler sürerken, neden ateşkesi bozdu? 1978'de kabul edilen anayasada kabul edilen özerklik Bask, Katalonya ve Galiçya'da nasıl uygulanıyor? Bu özerklik ne anlama geliyor?

ETA bu dönemde silahlı bir mücadele veriyordu. Açılım sürecinde ETA'nın tutumu neydi?

ETA hiçbir zaman legalleşmedi, bağımsızlık mücadelesine devam etti. 1978 Anayasası'ndan sonra Bask bölgesinde ETA'ya yakın olan birkaç tane yasal parti kuruldu. Anayasa özerklik tanıyor, ama ulusların kendi kaderlerini tayin hakkını içermiyordu. ETA da bu anayasayı bu nedenle reddetti. Bask bölgesinde yapılan referandumda 'hayır' oyu daha yüksekti. Bask bölgesinin en güçlü partisi olan PNV ise referandumda 'evet' oyu kullandı. ETA'yı temsil eden siyasi oluşumlar ise 'hayır' oyu kullandı. ETA her zaman koşulsuz bağımsızlığı savundu.

Açılım süreci içinde, silahların bırakılması için ETA ile görüşmeler yapıldı mı?

Açılım süreci ciddi anlamda başladığında zaten ETA, ETA (PM) ve ETA (Militar) olarak ikiye bölünmüştü. ETA (PM) Bask Devrimi Partisi adıyla bir parti kurdu. Sonra da dağıldı zaten. Açılım süreci başladığında gizli temaslar oldu. 1978'den sonra kurulan bütün hükümetlerin hepsi ETA ile bir şekilde temas kurup görüşmeler yaptı. Bunların bir kısmı gizli temaslardı, bir kısmı ise açıkca yapılan görüşmelerdi. Açılımı yetersiz bulan ETA Militar'dı. Şu anda sadece ETA olarak kaldı örgüt, çünkü diğer grup dağıldı. Seçimleri kazanan Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) Başkanı Filipe Gonzales hükümeti ile ETA arasında Cezayir'de görüşmeler başladı. ETA ile o ana kadar gizli, açık yapılan görüşmelerin en önemlisi bu Cezayir görüşmeleriydi. Gonzales hükümeti ETA ile bu dönemde Bask sorununun çözümü için görüşmeler yaptı. Şu anki muhalefet partisi olan Halk Partisi de (PP) iktidardayken ETA ile görüşmeler yaptı.

ETA ile gizli ya da açık görüşmeler yapıldı dediniz, peki resmi olarak görüşmeler ne zaman ve nasıl yapıldı? Kimler bu görüşmeler için arabuluculuk yaptı?

17 Mayıs 2005'te Zapatero hükümeti ETA ile doğrudan görüşmelerin yapılması için İspanyol Parlamentosu'ndan karar çıkarttı. Bu çok önemli bir gelişmeydi. Parlamentodaki bütün partiler bu kararı destekledi. Sadece ana muhalefet partisi PP desteklemedi. Diğer bütün partiler 'evet ETA ile görüşülsün' dedi. Avrupa Parlamentosu da bu kararı desteklediğini açıkladı. Meclis'in kararından sonra ETA, 22 Mart 2006'da kalıcı ateşkes ilan etti. Zapatero da ateşkes ilan eden ETA ile diyalog sürecinin başlayacağını açıkladı. ETA ateşkes sürecinde operasyonların yapılmamasını, tutuklamalara son verilmesini şart koştu. Bu ara tutuklamalar olunca, ETA ateşkes kararını bozdu ve Madrid Havaalanı'nda bombalı eylem yaptı. Bu herkesin tepkisini çeken bir eylem olmasına rağmen Zapatero hükümeti ETA ile görüşmelere devam etti.

Aralık 2006'da ETA Madrid Havaalanı'ndaki eylemle ateşkes kararından vazgeçti. Görüşmeler sürerken ETA bu eylemi yaptı. Bu eylemden sonra da hükümet hem yasal bir Bask partisi olan Batasuna ile hem de ETA ile görüşüyordu. Şimdi bir görüşme var mı, yok mu bilinmiyor. Ama ETA'nın 2006 Aralık ayındaki eyleminde sonra da görüşmelerin devam etmesi önemliydi. Fakat hükümet bu görüşmeleri kamuoyu önünde reddetti. Cenevre'de yapılan görüşmeler 2007 Mayıs ayına kadar sürdü. Şimdi ise bir bilgi yok.

ETA ile görüşmelere kimler arabulucu oldu?

ETA ile görüşmeler aslında 2001 yılında başladı. Bazen önemli kişilerin arabulucuğunda çeşitli düzeylerde yapıldı bu görüşmeler, bazen siyasi parti temsilcileri aracılığıyla yapıldı, ama hükümetin onayıyla yapıldı bu görüşmeler. İngiltere eski Başbakanı Tony Blair de arabuluculuk yaptı. Sinn Fein'in lideri Gerry Adams'in de katkısı oldu. Henri Dunant adında bir enstitü var İsviçre'de, bu ensititü başka ülkelerdeki çatışmalı durumlarda taraflar anlaşmak ve bir mutabakata varmak istiyorsa, bir uzlaşı ciddiyeti varsa arabulucu olarak devreye giren ciddi ve saygın bir kurum. Bu kurumun da katkısı çok oldu. Norveç ve İsviçre hükümetinden de katkı oldu görüşmelere. Endru Dunant'ın ETA ve İspanya hükümeti arasındaki görüşmelerde arabulucu olması için hem İsviçre hem de Norveç hükümetleri bazı çalışmalar yaptılar. Çünkü Henri Dunant taraflar arasında ciddiyet olduğunu gördüğü zaman arabuluculuk yapan bir kurum. ETA ve İspanya hükümetinin sorunun çözümü konusunda ciddi olduklarının garantisini de bu kuruma Norveç ve İsviçre hükümetleri verdi. Ondan sonra Henri Dunant arabulucu oldu.

Görüşmelerde neler konuşuluyordu? Nelerin pazarlığı yapılıyordu?

ETA ile görüşmelerin iki ayağı vardı. Birisi Bask sorununun çözümü konusundaydı, diğeri savaştan zarar görmüş olanlar için neler yapılacağı ve ETA militanları için af. Af çıkması durumunda da ETA militanlarının toplum içindeki durumu konuşuluyordu. Şu anda cezaevinde bulunan ETA militanlarının durumu görüşmelerin önemli bir ayağını oluşturuyordu. Diğer taraftanda siyasi sorun konuşuluyordu. Bask ülkesinin bir kasabası olan Loiola'da siyasi görüşmeler yapılıyordu. Bu görüşmeler EAJ, ETA'nın siyasi kanadı olan Batasuna ile POSE arasında yapılıyordu. Bu görüşmeler Vatikan'ın desteğiyle yapılan görüşmelerdi. Bu görüşmelerde 31 Ekim 2006'da bir sonuca varıldı. Görüşmelere katılan partilerin bu anlaşma belgesini kendi parti merkezine onaylatması gerekiyordu. Ancak Batasuna önemli bir değişiklik istedi. ETA görüşmelerin tıkanacağını beklemiyordu. Ama Batasuna'nın önerdiği değişiklik görüşmelerin tıkanmasına neden oldu. İspanya'da 4 Bask otonomi bölgesi var. Batasuna iki yıl içinde bu otonomilerin birleştirilmesini ve tek özerk Bask otonomisi olmasını istedi. Bu talebi EAJ de, POSE de kabul etmedi ve bu yüzden görüşmeler sona erdi. Batasuna sonradan bu önerisinin bir hata olduğunu kabul etti. İsviçre'deki görüşmeler de, yani ETA ile hükümet arasındaki görüşmeler de, hükümet ETA'ya operasyon yapılmayacağı sözünü yerine getirmeyince sona erdi. Cenevre görüşmeleri sürerken, hem Fransa'da hem de İspanya'da ETA militanları tutuklandı. Zapatero hükümeti sözünü tutamadı. ETA da bunun üzerine hükümeti suçladı.

Hükümet operasyon yapılmayacağı sözü vermişken neden operasyon yapıldı?

Hükümet bence yargı sistemine söz geçiremedi. Görüşmeleri, yani hem Cenevre'deki ETA ile görüşmeleri hem de Bask bölgesinde Batasuna ile yapılan görüşmeleri iki şey bitirdi. Birincisi, Batasuna'nın teklifi, ikincisi ise hükümetin ETA'ya karşı operasyon yapılmayacağına dair verdiği sözü tutamaması. ETA da bu yüzden ateşkese son verdi ve Madrid'deki bombalı eylemi gerçekleştirdi. Ama bu eylemden sonra bile görüşmeler bir süre daha devam etti ve Batasuna'nın katıldığı görüşmelerdeki o siyasi belge imzalanmış olsaydı bu belge Vatikan'a gidecekti ve Vatikan garantör olarak bu belgeye tarafların uymasını denetleyecekti.

Peki şu andaki durum nedir?

Şu anda neler olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Görüşmelerin sona ermesinden sonra ateşkes fiilen bozuldu, ama ETA bugüne kadar bir eylem yapmadı. Şu anda ise kulislerde konuşulan konu şu; Batasuna ETA'yı silah bırakmaya ikna etmeye çalışıyor, bu olduktan sonra da siyasi görüşmelerin yeniden başlayacağı konuşuluyor. Fakat bu bir söylenti. Batasuna 'ETA silahları bırakabilir' diye bir açıklama yaptı en son. Burada hükümet ile ETA arasında bir pazarlık olduğu ve bunun sürdüğü belli, ama bu nedir tam bilinmiyor, resmileşen bir şey yok.

Manuel Martorell Kimdir?

İspanya'nın Bask bölgesinin Elizondo kasabasında (Navarrra Otonomisi) 1953 yılında dünyaya geldi. 1981'de Barcelona Özerk Üniversitesi Gazetecilik bölümünü bitirdi. Daha sonra tarih doktorası yaptı. Tarihçi olarak Frankist (Frankocu) döneme ait pek çok inceleme yaptı. EFE ajansı, Diario 16 ve el Mundo gazetelerinde çalıştı. İspanya'nın ikinci büyük gazetesi olan el Mundo'da dış haberler şefliği yaptı. Bölge illerine ilk kez 1988 yılı Ağustos ayında geldi; Diyarbakır, Şırnak, Hakkari, Van, Diyarbakır güzergahını izleyerek araştırma ve çalışmalar yaptı. İspanya'da Kürtlerle ilgili ilk kitabı 1991'de 'Kürtler - Bir direnişin tarihi' adıyla yayınladı. 2005 yılında ise 'Kürdistan-Yasak ülkeye yolculuk' adıyla ikinci kitabını yayınladı. Bu iki kitap da İspanyolca'dan Türkçe'ye çevrilerek, Türkiye'de de yayınlandı.

ÖZERKLİK NASIL İŞLİYOR?

İspanya anayasasında yer alan özerklik bugün Türkiye'de de Kürt sorunu konusunda bir model olarak tartışılıyor. Benzer bir maddenin Türkiye Anayasası'nda yer alması Kürt sorununun en azından çatışmalı durumunu sona erdirecektir. Peki Bask bölgesindeki özerklik nasıl işliyor? Nasıl bir yönetim var Bask'ta?

Bütün İspanya'da yerel yönetimler zaten özerk. Sadece Bask bölgesi değil. Hem siyasi olarak, hem de ekonomik olarak İspanya'daki bütün belediyeler, yerel yönetimler özerk. Merkezi devlet ve merkezi hükümet belediyelere müdahale edemez. İspanya'daki özerklik belediyelerin, yerel yönetimlerin özerkliğidir. Bu ayrı bir şeydir. İspanya devleti 17 özerk yönetimden oluşan bir devlet. İspanya'da başka uluslara ait 4 otonomi bölgesi var. Katalonya, Galiçya, Bask bölgesi ve Navara. Bu bölgelerin otonomileri diğer İspanya otonomilerinden daha geniş yetkilerle donatılmış otonomilerdir. Bu özerk yönetimlerin kendi hükümetleri var. Özerk parlamentosu var. Kendine ait bir yargı kurumu var, yüksek mahkemesi var. Bask bölgesinin, Navara'nın ve Katalonya'nın kendi polis güçleri var. Bunlar herhagi bir polis gücü değil, güçlü polis örgütleridir. Vergilerin toplanması konusunda da otonomi hükümetinin söz sahibi olduğu alanlar var. Bazı vergiler sadece otonomi hükümetine ait. Bazı vergileri ise merkezi hükümet ile otonomi hükümeti ikisi topluyor. İkisi arasında pay ediliyor. Eğitim, ekonomi, sağlık, ulaşım, yargı, kültür, turizm, ormanların işletilmesi, karayolları, spor vb. alanlar otonomi hükümetinin yetkileri içindedir. Bölgeyle ilgili önemli yetkileri otonomiler kendileri icra ediyor. Örnegin, Bask bölgesindeki demiryollarının işletmesi, denetlemesi tamamen Bask hükümetine aittir. Her otonominin kendi bayrağı var.

Eğitim sistemi nasıl bu otonomilerde?

İspanya'da kendilerine ait dilleri olan otonomiler, kendi dilleriyle eğitim yapıyorlar. Bu otonomilerde eş resmi dil var. Kendi dilleri de resmi dildir. Eğitim sisteminde iki dilde farklı modeller var. Her bölgede aynı değil, ama temel olarak çift dilli bir eğitim sistemi var. Sizin için ilginç olabilir, size Navara'da eğitim sistemini anlatayım. Navara'da halkın sadece yüzde 10 ile 12 arası Baskça biliyor. Bu bölge biraz asimilasyona uğramış bir bölge. Benim de yaşadığım yer. Dil olarak üç bölgeye bölünmüştür. Baskça'nın konuşulduğu bölge, Güney bölgesi ise daha çok İspanyolcanın konuşulduğu bölge, bir de her iki dilin konuşulduğu bölge var. Güney bölgesinde Baskça konuşulmamasına rağmen bir kişi Baskça eğitim almak istiyorsa hükümet o kişiye Baskça eğitim vermek zorunda. Navara etnik olarak Bask kökenlidir. Ama biraz sizin Dersim ve Koçgiri gibidir. Güney Navara'dakiler de Basklıdırlar ama anadillerini unutmuşlardır. Navara'da üç eğitim sistemi var. Bir model şöyle, bütün eğitim Baskça, ama bir ders de İspanyolca var. İkinci bir model ise bunun tersi. Diğer eğitim sistemi ise yarı yarıya Baskça ve İspanyolca. Üniversiteye kadar olan eğitim sistemi böyle. Öğrenci istediği sistemi tercih edebiliyor. Navara'da üniversite eğitiminde de pek çok dersin Baskça verilmesi yolunda bir çalışma var. Ama Katalonya'da durum farklı. Orada halkın çoğunluğu Katalanca'yı biliyor ve eğitim sisteminde hakim olan dil Katalanca. Galiçya'da da böyledir.

Siz yıllardır aynı zamanda Kürtler üzerine de çalışmalar yürüten bir gazetecisiniz. Kürtlere olan ilginiz nasıl başladı ve size göre Kürt sorununun çözümü özerklikle mümkün mü?

Gazetecilik okurken okulu bitirdiğim yıl 1979'da İran devrimi oldu. İslam dünyasıyla ilgileniyordum o zaman. Ben İran devriminin etkileri üzerine bir çalışma yapmak istedim ve İran'a gittim. İran'da incelemeler yaparken, baktım ki İranlılar gibi olmayan ve başka bir dil konuşan etnik bir halk var. Tesadüfen Kürtlerle tanıştım. Ben sanıyordum ki Kürtler sadece Irak'ın kuzeyinde yer alan birkaç aşiretten oluşuyor. Ama baktım ki İran'da Irak'takinden daha çok Kürt var. Sonra bir baktım ki Türkiye'de Kürtler var ve Türkiye'deki Kürtlerin sayısı hem Irak, hem de İran'dakilerden daha çok. Bu durum beni çok şaşırttı. Baktım ki ortada bir tuhaflık var. Kürtler İspanya'da o zamana kadar pek bilinmiyordu. Ben böylelikle Kürtleri tanımaya ve incelemeye başladım. Önce makaleler yazdım bu konuda. İlk defa 1979 yılında hayatımda bir İranlı Kürtle tanıştım Adı Rahim. Rahim artık benim arkadaşım. 1989'da ilk defa turist olarak Türkiye'ye geldim. Türkiye Kürdistanı'na geldim. Diyarbakır, Mardin, Cizre, Şırnak, Uludure, Hakkari, Van, Kars, Bingöl, Bitlis gibi kentleri gezdim. Ondan sonra Kürtler biraz benim uzmanlık alanıma girdi. Bu arada şunu da keşfettim, Ortadoğu'nun içinde Kürt diye bir halk var ve bu halkın içinde Avrupa'dakine benzer Avrupa'daki, İspanya'daki gibi yurtsever gruplar da var. Ve kendi hakları için mücadele ediyorlar. İspanya'da Kürtlerle ilgili ilk kitabı 1991'de 'Kürtler - Bir direnişin tarihi' adıyla yayınladım. Sonra Mem u Zin destanının İspanyolca bir versiyonunu hazırladım. 2005 yılında ise 'Kürdistan-Yasak ülkeye yolculuk' adıyla ikinci kitabımı yayınladım. Bu iki kitabımda İspanyolca'dan Türkçe'ye çevrilerek, Türkiye'de de yayınlandı. Ama şimdi İspanya'da pek çok gazeteci Kürtlerle ilgili araştırma, inceleme yazıları yazıyorlar. Bu da iyi bir şey. Bence Kürt sorunu özerklik temelindi çözülebilir.

Hazırlayan:
Bayram BALCI

Hiç yorum yok: