11 Ağustos 2010 Çarşamba

Kürt Aydını ve PKK


Son dönem yazdığım yazılarda Türkiye'nin farklı bir sosyoloji vadisine girdiğini, bu değişikliğin farklı yaklaşım ve değerler silsilesi yaratmaya başladığını söylüyorum.

Bir tarafta bizi birbirimize yakınlaştıran değer yargıları aşılıyor, kolektif tutunumları sağlayan sosyal değerler çözülüyor.

Diğer tarafta gelenek ile geleceği karşı karşıya getiren yeni zihniyet kodları oluşuyor.

Acaba toplumsal değişme, hızlı yenilenme, çabuk eskime Kürt aydınları cephesinde nasıl karşılık buluyor?

Soruyu önemsiyorum. Çünkü toplumsal alt-üstlerin yaşandığı bir zaman kesitinde bu değişimi hem zorlayan, hem de değişimden en çok etkilenen Kürtlerin aydın tercihi ve tutunumuna odaklanmak heyecan verici bir entelektüel çaba olsa gerek.

***

Bu çabanın çarpıcı sonuçlarını Dipnot dergisinde, '1970'lerden Günümüze Kürt Aydınlarının Gelişimi' başlıklı makaleyi kaleme alan Mahmut Şakar'ın yazısında buldum.

Şakar, günümüzün Kürt aydın tutunumu ve çabasının anlaşılması için tarihsel anlamlandırma metodolojisi kullanmış.

Şakar'a göre ilk Kürt aydınları, dinsel kodları taşıyan geleneksel aydınlardı (Mele, Seyda vs). Bu geleneksel kategorinin Kürt kültürünün yaşatılması ve kuşaklara aktarılması açısından önemli bir rolü oldu.

Ancak cumhuriyetin ilanıyla birlikte Kürt aydını ile toplum arasında bir gerilim oluştu. Bu gerilimin nedeni toplum ile aydın arasındaki uçurumdu.

Çünkü yeni Kürt aydını devlet ve iktidara eklemlenmiş, devlet ve iktidarın ideolojisini taşırmaya başlamıştı. Kürt aydını bu işlevleri ile egemen gücün Kürdistan'da yönetsel meşruiyetini sağlayan ara kademeydi.

Sayın Şakar, PKK'nin tarih sahnesine çıkmasıyla birlikte bu skalada ezber bozan bir değişim yaşandığını vurguluyor.

Bu skalanın birinci ayağı parti olgusuyla 'aydın işlevinin' özdeşleşmesi oldu. Yani ilk kez gücünü toplumsal dinamikten alan bir organik aydın kuşağı doğuyordu (talebeler).

Skalanın ikinci ayağı Kürt aydın kuşağının tercihiydi. Partili aydın kuşağı sadece Kürtlerin varlığıyla ilgilenmiyordu, aynı zamanda kurtuluşunu da esas alıyordu.

Mahmut Şakar, bu özelliğin yeni Kürt aydınını daha radikal bir söylem, örgütsel anlayış ve yöntemsel farklılığa götürdüğünü söylüyor.

Artık karşımızda verili Kürt aydının karşısında kendisini aydın olarak değil devrimci olarak tanımlayan, politik tercihlerin de merkezde olduğu yeni yepyeni bir aydın kuşağı vardı.

***

Sayın Şakar, aşırı politize olmuş, topluma öncülük yapan yeni organik aydın sınıfının mevcut aydınlara yönelik 'güvenilmez' oldukları tasavvuruna gittiğini, bir süre sonra kaygıların aydın işlevini yok sayma sonucu yarattığını, bunun da aydını küçümseme tutumları doğurduğunu vurguluyor.

Bu bakış açısı PKK ile verili Kürt aydını arasında gerilime yol açtı.

Verili Kürt aydını PKK'ye 'kurşun asker istiyorsun' itirazı yaparken PKK de ideolojisi dışında anlam üreten aydına 'sisteme eklemlenen işbirlikçi' damgasını vurdu. 1978 ile 1999 yılları arasında gerçekleşen buydu.

Ancak 1999 sonrası Kürt siyasetinin siyasallaşarak kurumsallaşması aydın ile PKK arasında farklı düzlemler yarattı.

PKK aydına bakış açısını değiştirdi. Çünkü siyasal mücadele artık kurtuluş yerine inşa gerektiriyordu. Bu da aydının başat rolünü gerekli kılıyordu.

Ancak ortada birikimli, donanımlı bir aydın kuşağının bulunmaması Kürt aydınının PKK karşısında etkili konuma geçmesini engelledi.

Bu sonuç PKK'yi yeni toplumsal inşa için gerekli olan entelektüel referansı üretmeye zorladı.

Öcalan'ın İmralı'da yazdığı kitaplar toplumsal inşa ve öncülük için Kürt aydın kuşağının yaratamadığı referansları yaratmaktan başka bir şey değildi. Öcalan'ın yeniden anlam üreten aydın statüsüne geçmesi aydın-PKK ilişkisini yeniden kurguladı.

PKK Kürt aydınına, 'Toplumsal yenilenme ve gelişme için artık bir kaynağımız var. Sizden beklenen bu kaynaktan ve güneşten beslenip toplumu aydınlatmanızdır' derken...

Kürt aydını da PKK'ye 'Aydının görevi güneşten ışığı alıp toplumu aydınlatmak değildir. Toplumu aydınlatacak ışık ve kaynağı bulmaktır. Aksi halde özgür sorgulama yapamayan bağımlı ve organik aydın yaratmış olursunuz' itirazı gönderdi.

Karşılıklı bu bildirim yeniden aydın ile PKK arasında gerilime yol açacaktı.

Bu gerilimi PKK'yi aşamayan bir entelektüel referans oluşturamamanın yarattığı komplekste aramak daha doğru olacak.

Cengiz KAPMAZ
cengizkapmaz@hotmail.com

Hiç yorum yok: