30 Nisan 2010 Cuma

Savaşın sonuçlarını Turk halkina anlatamadık


Baharla birlikte artan operasyon hazırlıklarının rutin hale geldiğini belirten Gazeteci Celal Başlangıç, bugüne kadar yapılan sınır içi ve sınır dışı operasyonların sorunu çözmediğini aksine büyüttüğünü söyledi. Savaşın sürmesinin Türkiye’nin batısındaki her işçinin sofrasındaki bir dilim ekmeğin eksilmesi anlamına geldiğini belirten Başlangıç, “Ama biz bunu Türkiye’nin batısına anlatmasını beceremedik. Bu başarılamadığı için Türkiye tek yanlı bir propagandanın etkisinde ciddi bir çatışma ortamına doğru gidiyor. Bu operasyon eğer böyle yapılır ve askeri gücü tümüyle yok etmeye dönük bir hale dönüşürse Amerika ile ortak çatışma alanları da çok daha artar ve gerilim çok yükselir” dedi. Operasyonların başlamasıyla bölgedeki insanların içlerinin “cız” ettiğine dikkat çeken Başlangıç, ‘’Bu operasyonlar sırasında, örneğin Diyarbakır’dan uçakların kalkışı yoğunlaştığı zaman, insanların yüzündeki tedirginliği daha çok anlarsınız. Çünkü en sonunda uçakların gittiği yerde, askeri sevkıyatın yapıldığı yerde çocukları, akrabaları, kardeşleri var. Türkiye eğer sorunu çözmek istiyorsa bu yöntemden vazgeçmelidir. Bu yöntem aradaki ayrılığı, gerilimi arttıran bir yöntemdir ve bu zamana kadar başarılı olamamıştır. Eğer birilerinin amacı bu ayrılığı, bu gerilimi arttırmak ise çok başarılı olmuşlardır. Sorunu aşağı yukarı 25 yıldır bu noktaya kadar taşımışlar çünkü” dedi.
80’lerde gereken yapılmadı
1980’lerde çözüm için yapılması gereken çalışmaların ancak 2010’da yapıldığına işaret eden Başlangıç, şunları kaydetti: “Bu zamana kadar kaybettiğimiz onca değer, onca insan, ekonomik kayıp, köylerin yok olması, kentlerin köyleşmesi bu süreçte yaşandı. Türkiye bu süreci sorunu bitirmek değil, sorunu büyütmek boyutunda kullandı. Hem de bunu bugüne kadar yok sayarak, inkar ederek yaptı. Artık iş inkar edilemez noktaya ulaştı. AKP de iktidarda kalabilmek, hükümet olabilmek için hem de orada kendisinin çevirebileceği bir potansiyelinin olduğunu düşündü. Ve böylece AKP Kürt sorununu kendi yönetimi ile çözmeye kalkmıştı. Kendine tahvil edebileceği oylarla alabileceğini düşündüğü bir sonuca yöneldi, o nedenle de süreç başarıya kavuşamadı. Ama süreçten yine de umutluyum, Türkiye eninde sonunda bu noktaya gelecektir. Şartlar Türkiye’yi bu noktaya gelmeye mecbur kılacaktır.”
Sorunu PKK’yle çözeceksiniz
Açılım noktasının tek başına Türkiye’nin kendi dinamikleri ile olmadığını, uluslararası konjonktürün de buna katkı sunduğunun altını çizen Başlangıç, ilk kez Kürdistan yapılanması, ABD, Irak ve Türkiye’nin çıkarlarının ortak bir noktada kesiştiğini söyledi. Başlangıç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çıkarlar kesişince bu çözüm noktasına gelindi ama bu çözüm noktasına gelindiğinde Türkiye en az şeyi verip, en çok şeyi alma anlayışıyla hareket etti. Bir de tabi muhataplık sorunu var. Eninde sonunda eğer meselenizi PKK ile çözeceksiniz muhatabınız bellidir. Eğer siyasi alanda çözecekseniz orada da muhatabınız bellidir.”
Sınır ötesinde iki ihtimal var
“1992 ve 93’lerde Xakurke’ye kadar gidildi, neredeyse cephe savaşı bile oldu. İş gerilla savaşının ötesine geçti” diyen Başlangıç, geçmiş yıllardaki gibi sınır ötesi operasyonlar beklemediğini belirterek, “Ya hiç olmayacak ya da Amerika ile ortak çok büyük bir operasyon olacak” dedi. Başlangıç, şunları kaydetti: “Şu anda en yakın komşumuz Amerika. Görünen o ki Amerika bir an önce oradan çekilmek istiyor ama tümüyle çekilmeyecek zaten. Ama Irak’ın da daha stabil hale gelmesini istiyor. Stabil hale getiren de oradaki Kürdistan parçası çünkü özellikle Şiilerle, Sünniler arasındaki büyük çatışma var. O bölgede yaşayan Kürtleri kendi sınırları içerisinde o bölgede devlet haline dönüştürdü. Belki tek devlet görüntüsü de aslında şu anda o Güney Kürdistan’dan gelmeye başladı. Orada PKK’yi bir tehdit olarak görüyor ve o paralelde düşünen partinin seçime girmesini falan yasakladı. Yani PKK gibi bir örgütün Kürdistan’da iktidara gelmesi Amerika’nın bütün oyununu bozar. O anlamda Amerika yaparsa bunu ortak olarak Türkiye ile yapar ve askeri gücü tümüyle bitirmek için yapar. Bu toplum içinde müthiş bir gerilime yol açar. Müthiş bir çatışmaya yol açar ve Türkiye Kürt sorununu çözmeyi biraz daha zorlaştırmış olur.”
Duygusal kopuş hissediliyor
Türkiye’nin batısında yaşayan vatandaşların sorunun boyutlarını sadece medyanın tek yanlı propagandasıyla ve gelen askerlerin cenazeleriyle bildiğini vurgulayan Başlangıç, “Müthiş bir düşmanlık tohumu atılıyor Türkiye’de. Eğer böyle bir çatışma da olsa bu süreci daha zor geri döndürecek hale getirir. Yani son 4-5 yıldır Diyarbakır’a gittiğimde duygusal kopuş hissediyorum. Bu duygusal kopuş, çok daha fazla boyuta gidebilir. Sorunun çözümü zorlaşabilir” uyarısında bulundu.
Batıdakilere etkileri anlatamadık
Turgut Özal döneminde sorunun çözülmesi halinde bu noktalara gelinmeyeceğine dikkat çeken Başlangıç, “Yani Türkiye eğer bu sorunu 1987’de çözmeye kalksaydı örneğin, Özal çıkıp üç buçuk eşkıya demeseydi, bugün Türkiye buralara gelmeyecekti. Bu kadar insan ölmeyecekti. Türkiye ekonomik olarak bu kadar değer kaybetmeyecekti. İşsizlik bu kadar olmayacaktı. Ama biz bunu Türkiye’nin batısına anlatamıyoruz. Yani bu savaşın sürmesi Türkiye’nin batısındaki her işçinin sofrasındaki bir dilim ekmeğin eksilmesi demektir. Ama biz bunu anlatmasını beceremedik. Bunu anlatması gereken partiler bu savaştan nemalanmaya kalkıştılar. Bu başarılamadığı için tek yanlı bir propagandanın etkisinde ciddi bir çatışma ortamına doğru gidiyor Türkiye. Bu operasyon eğer böyle yapılır ve askeri gücü tümüyle yok etmeye dönük bir hale dönüşürse Amerika ile ortak çatışma alanları da çok daha artar ve gerilim çok yükselir” dedi.
Medyanın skorer tavrı etkiliyor
Kürt sorununun çözümünde medyanın rolünü de değerlendiren Gazeteci Başlangıç, eskiden Doğan, Sabah karteli ve Cumhuriyet gazetesinin var olduğunu ancak günümüzde Doğan ve Erdoğan medyası bulunduğunu hatırlatarak, “Şimdi bu iki medya var, çeşitlilik de bu kadar arttı. Erdoğan medyası AKP’nin çıkarları doğrultusunda konjonktür olarak daha barıştan yana görünüyor. Diğer taraftan Doğan medyası var geçmişten sabıkalı. Mehmetçik medya olarak ve bütün savaş kışkırtıcılığını yapmıştır. Gazetenin genel anlayışı oradaki bütün çatışmaları skor olarak görme şeklindedir. Bu mantık Türkiye’de sorunun bu hale gelmesinde büyük katkı sunmuştur” şeklinde konuştu.

Hiç yorum yok: